17 Haziran 2012 Pazar

13.06.2012 // Alman Lisesi Mezunları 4-2 AC Nevizade



Görkem(***+), 3 Kaan Emre(**+), 4 Serkan(***), 20 Gökçe(***), 5 Kaan(**+), 21 Evrim(**+), 6 Altıntaş(**+), 26 Hüseyin(?), 14 Hüsam(***), 17 Yiğit(**+), 7 Kemal(**+), 10 Cafercan(***+), 11 Tolga(**+), 23 Yusuf(***), 22 Eser(***)

Goller&Asistler: Kemal(1G,1A), Eser(1G), Kaan Emre(1A)


Scheisse!

Heyecan, neşe, istek... Çarşamba gecesi Şan Ökten'de toplanan takımın hissettiği duygular bunlardı. Bir önceki maçta elde edilen rahat galibiyet takıma güven aşılamıştı. Gazoz ligi için attığımız ısınma turlarının 3. turunda rakibimiz Alman Lisesi Mezunlarıydı. Mehmet Scholl, Mesut Özil ve daha nice oyuncular yetiştiren bir ekolün öğrencileriydiler. Ama biz de AC Nevizade idik, hiçbir şeyimiz olmasa bile inancımız vardı, takım ruhumuz vardı. Maçın öncesinde ısınmak yerine minyatür kale yapacak kadar futbol açlığımız vardı.
Kadrolar açıklandığında herhangi bir sürpriz yoktu sakat olan Tuğberk ve Çağrı , yorgun olan Buğra kadroda yoklardı. İlk 11 geçen maçın ilk 11'iydi. Yedeklerde ise Kaan, Emir, Hüseyin ve Yusuf vardı. Takım sahaya çıktığında gözler yan hakemleri aradı fakat bu maç yan hakemler yoktu, ofsayt için iki takımdan da birer defans oyuncusunun yardımcı olması istendi. Seramoni sonrası rakip takımla tokalaşırken AC Nevizade Nevizadeliğini yaptı ve rakip takıma bir kutu bira verdi .Daha sonra hakemin düdüğüyle maç başladı.
Maç başlar başlamaz rakibin taktiği belli oldu aslında. Sağlam defans yapıp ileriye attığı uzun toplarla 3 hızlı adamını kaçırarak gol pozisyonuna girmeye çalışan, ne yaptığını bilen bir rakip vardı karşımızda. Uzun süredir bir arada oynadıkları belliydi, bir oyun karakterini benimsemişlerdi ve bu oyun karakterini başarı ile uyguluyorlardı. AC Nevizade ise her zamanki gibi maça dağınık ve telaşlı başladı. Rakibin bilinçli oyunu bizim kötü başlangıcımızla birleşince arkaya atılan topta golü yememiz şaşırtıcı olmadı. 1-0 geriye düştükten sonra toparlanmaya çalışırken yine uzun topla defansın arkasına adam kaçıran rakibimiz golü buldu ve skor 2-0 a geldi. Çok geçmeden aynı golden bir tane daha yiyince takım içinde konuşmalar arttı, birbiriyle konuşmayıp sessiz kalan ve iletişimsizlik yüzünden arkaya adam kaçıran defans bu konuşmalardan sonra toparlanmaya başladı. Oyuna ağırlığımızı koymaya başladık ve çok geçmeden biz de onların attığına benzer bir golle skoru 3-1 e getirdik. Kaan Emre defanstan uzun bir topla Eser'i kaçırmaya çalıştı, Eser ile defansın mücadelesinde ikisi de topa dokunamayınca arkadan gelen Kemal topu alarak takımına moral verdi. Devre arasına bu skorla girildi.
Devre arasında eksikler ve hatalar konuşuldu, Tolga'nın yerine Yusuf girdi ve ikinci yarıya sağ kanatta Yusuf ile başlanıldı. İkinci yarıda topa daha çok hakim olan taraf olmamıza rağmen rakibin iyi defans yapması ve son pasları yapamadığımız için golü bulamadık. Daha sonra uzaktan yediğimiz bir golle durum 4-1 e geldi. 4-1'den sonra iyice geriye çekilen rakibimiz karşısında baskı kursakta Kemal'in pasında Eser'in ayağından bulduğumuz tek golle maç 4-2 bitti.
Maçın genel görüntüsü bu şekildeydi, gelelim eksik olduğumuz noktalara:

- Çok ama çok telaşlı bir futbol oynuyoruz, heyecan yapınca normalde yapabileceğimiz şeyleri yapamıyoruz.
- Defansımız kendi arasında konuşmuyor, bu iletişim kopukluğu yüzünden pozisyon veriyoruz.
- Bir kaç oyuncumuz dışında fiziksel olarak zayıf kalıyoruz, ikili mücadelelerde yeterli sertliği gösteremiyoruz, mücadeleden çekiniyoruz.
- Takım halinde topa baskı yapamıyoruz, baskı bireysel düzeyde kalıyor, böyle kalınca da yeterince etkili olmuyor.
- İlk golü yediğimiz zaman panikliyor ve moral bozuyoruz, bu yüzden hemen ardından tekrar gol yiyebiliyoruz.
- Bazen defans-orta saha arasındaki bölgelerden çalımla çıkmaya çalışıyoruz, 1. ve 2. bölgede basit oynamak gerekiyor.
- Yine takım geri düştüğü zaman üstümüze bir kahraman olma isteği doğuyor, takımı bırakıp kendi başımıza oynamaya başlıyoruz.
- Eleştiri kötü bir şey değil, bu takımdaki herkesin eleştiriye açık olması ve bunu olgunlukla karşılaması gerekir diye düşünüyorum, hiçbirimiz mükemmel değiliz tabikide, eksiklerimizi görmemiz açısından dışarıdan alacağımız yorumlar önemli, fakat özellikle maç içinde eleştiri yaparken kırıcı olmamak ve birbirimizi teşvik etmek önemli, buna dikkat etmemiz gerekiyor.

Bunlar benim şahsi fikirlerim, herkes katılmayabilir, başka eleştirileriniz olabilir, bunları yorum olarak yazabilirsiniz. Eleştirileri özellikle birinci çoğul şahısa hitap ederek yazdım, hepsi herkese hitap etmeyebilir, ama hepimiz kendimiz için gerekli kısımları anlayabiliriz.
Önceki yazımda bahsettiğim gibi, bizim için önemli olan kazanmak değil, AC Nevizade'de kazanmaktan çok daha fazlası var. Fakat hepimiz bu işi ciddiye alıyoruz diye düşünüyorum, bu yüzden eksiklerimizi görüp kendimizi geliştirmemizin bir zararı yok. Biz kazansakta kaybetsekte bu takımı, beraber oynamayı seviyoruz. Severek yaptığımız şeyi daha da güzel yapmak için istekle çabalayacağımızdan benim şüphem yok. Herkese bira dolu, futbol dolu günler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder