23 Mayıs 2012 Çarşamba

21.05.2012 // AC Nevizade 8-9 Karabasan




AC Nevizade;

4 Serkan(**+), 5 Kaan(***), Murat(****), 14 Evrim(***), 1 Çağrı(***), 17 Yiğit(***+), 34 Akın(***), 3 Kaan Emre(***+)

Goller&Asistler: Kaan Emre(4G), Yiğit(2G,1A), Çağrı(1G,3A), Akın(1G,1A), Evrim(2A), Kaan(1A)

Karabasan;

6 Altıntaş(***), 8 Buğra(***), Gökmen(****), 88 Kürşat(***), 7 Kemal(***+), 20 Gökçe(***), 70 Hüsam(***+), Tolga(***+)

Goller&Asistler: Kemal(3G), Gökçe(2G,2A), Tolga(2G,2A), Hüsam(1G,2A), Gökmen(1G,2A)



DAHA ÇOK İSTEYEN TARAF KAZANDI

Bazı maçlar vardır, sadece sahaya çıkıp top oynamak istersiniz. Öncesi, sonrası sizi hiç mi hiç ilgilendirmez. İşte 21 Mayıs akşamı AC Nevizade ve Karabasan arasında oynanacak, artık klasikleşmiş maç öncesi her iki takım oyuncularının da aklında sadece “çıkıp, top oynamak” vardı.

Maç öncesi en çok konuşulan konu yine kadrodaki eksiklerdi. Geçtiğimiz haftalarda ısınırken sakatlanan kaleci Tuğberk daha uzun süre oynayamayacak gibi görünüyordu. Sakatlıktan yeni dönen Altıntaş’ın performansı ise merak edilen konulardan biriydi. Kimse “o ihtimali” aklına getirmek istemese de, sakat sakat oynayan Çağrı, Yiğit ve Buğra’nın sakatlıklarının artma ihtimali korkutucuydu. Maça saatler kala gelen Serhan’ın faranjit olduğu haberiyle sakatlar listesi daha da kabarmıştı. Son oynanan Şenbağlar maçında yönetimle arası açılan Erdal, işlerini de bahane ederek sahadaki yerini alamayacaktı. Eser sınavları nedeniyle bir süre takımı yalnız bırakmak zorundayken, Oğul özel hayatında önemli bir adım atmanın ertesinde sahaya çıkmamak için kadrodan affını istemişti.

Tüm bu eksikleri gidermek adına takıma yeni katılan Tolga ve misafirimiz Murat kadroya dahil edilmişti. Futboldan uzun süre ayrı kaldığı yurt dışından döndükten sonra ikinci maçına çıkacak olan Gökçe ve İzmir’den ayağının tozuyla gelip, “Göreve hazırım!” diyen Kürşat da formayı kapmışlardı.

Maça sayılı saatler kala AC Nevizade’de uzun süredir yönetimle tartışmalı olan Hüseyin, forma krizi nedeniyle bir kez daha yönetimle karşı karşıya gelmiş ve ortalık iyice gerilmişti.

Dedik ya, maç artık başlasa da başka şey düşünülmese…

Her iki takım da sahaya kendine özgü diziliş ve oyun anlayışıyla çıktı. AC Nevizade sakatlıklar yüzünden kaleyi Serkan’a emanet etmişti. Savunma üçlüsü Kaan, Evrim, Murat ile kurulmuştu ve maç boyunca çok koşacak, özellikle kanat ataklarını iyi destekleyecek oldukları belliydi. Orta sahanın güvenliği Yiğit’e emanet edilmişken, kanatlarda Çağrı ve Akın ikilisi görev yapacak, gol yollarında kaptan Kaan Emre’nin performansına bağlı olacaklardı. Karabasan ise kaleyi sakatlıktan yeni dönen Altıntaş’a emanet etmişti. Savunmada, Kürşat göbekte oynayıp Kaan Emre’yi kontrol etmeye çalışacak, kanatlardan gelmesi beklenen yoğun baskıyı ise Gökmen Abi ve Buğra karşılayacaktı. Tatlı-sert futboluyla orta sahayı koruma ve kollama görevi Hüsam’a verilirken, maçtan yalnızca dakikalar önce forvet oynama isteği üzerine takımın en ucunda görev yapacak olan Tolga’yı kanatlardan destekleme görevi Gökçe ve kaptan Kemal’e düşmüştü. AC Nevizade, Çağrı’nın önderliğinde toplu hücumla golü erken bulmayı hedefleyen bir taktikle sahaya çıkmıştı. Karabasan ise eksiklerini düşünerek takım savunması ve kontra atak futbolunu benimsemeyi düşünüyordu.

Maç Gökmen Abi’nin sürpriz golüyle başladı. Hücumdaki anlaşmazlık AC Nevizade’yi olumsuz etkilemişti. Bu dakikalarda Karabasan savunma disiplininden taviz vermeden ve hücumda paslaşarak istediğinden fazlasını aldı ve peşi sıra gollerle farkı arttırdı. AC Nevizade’nin toplanması uzun sürmedi. Karabasan savunmasının açıklarını çok iyi değerlendiren AC Nevizade’nin farkı bir anda eritmesi Karabasan’ın aklını başına getirdi ve tekrar goller bularak farkı açık tutmaya çalıştı. Maç, Karabasan hucüm hattının cömertçe harcadığı pozisyonlar, AC Nevizade’nin baskıyı artırıp farkı azaltması, buna Karabasan’ın karşılık vermesi döngüsüne girdi ve sonunda 1 gol farkla da olsa kazanan Karabasan oldu.

Maçın bitmesiyle akılda kalan olaydan ilki, AC Nevizade kaptanı Kaan Emre’nin, yenilen gol sonrasında, santra yapılırken kalenin yanında su içen Karabasan oyuncuları Buğra, Kürşat ve Hüsam’ı oyunu soğutmakla suçlamasıydı. Oyun içinde ne kadar hırslı ve motivasyonu yüksek olarak oynadığını bildiğimiz kaptan, belki kaçan pek çok pozisyonun ardından gerilen sinirini bu şekilde çıkardı. Oysa ki maçın en güzel golünü atan yine kendisiydi. Ayağının içiyle yaptığı şık vuruşu takiben top kaleci Altıntaş’ın parmaklarının ucundan geçip, direğe çarparak gol olmuştu. AC Nevizade kalecisi Serkan’ın yaptığı her kurtarıştan veya takımının kazandığı her toptan sonra arkadaşlarını daha baskılı oynamaları yönünde motive etmesi de ayakta alkışlandı. Karabasan adına performansından şüphe edilen iki isim, Gökçe ve Kürşat ortaya koydukları futbolla güven tazelerken, kendi teklifi üzerine ilk kez forvette denenen Tolga, attığı goller ve verdiği asistlerle yüzleri güldürdü. Karabasan adına savunmada Buğra ve Gökmen Abi hatasıza yakın oynadılar ve hatta oyunlarını zaman zaman hücuma destek verecek kadar ileri taşıdılar. AC Nevizade savunmasının en son adamı konumundaki Evrim ise maçın sıkıştığı dakikalarda ileri çıkarak gol aradı, bulamadı fakat yaptığı iki asist ile takımını hücumda rahatlattı. Misafir oyuncu Murat ise sanki 40 yıllık AC Nevizade oyuncusu gibiydi, hiç uyum sorunu yaşamadı. Karabasan’da maça tutuk başlayan kaptan Kemal sonradan açıldı ve skor yükünü üstlendi. Maçın sonunda sıcağı sıcağına yapılan sohbette ise Çağrı ayağının ağrıdığından bahsetmesi keyifleri kaçırdı.

Genelde tempolu, yüksek mücadele seviyesinde geçen bir maçtı. Her iki takımda maçı çok istedi, pek çok pozisyondan yararlanamadı. AC Nevizade gelecek hafta da formayı giyemeyecek olmanın üzüntüsü, Karabasan ise bir hafta daha formasını koruyacak olmanın mutluluğu ile sahada ayrıldı.