7 Ekim 2013 Pazartesi

Seriye Bağladık


Yine AC Nevizade, yine 3-1..

Maça saatler kala takım kadrosunda belirsizlikler vardı, oyuncularımız birer birer gelemeyeceğini belirtiyor ve kadrodan aflarını istiyorlardı. Alican çaresizdi, maça gelecek isimler belli olduğunda elde 7 defansif oyuncu vardı. Bu oyunculardan uygun bir 11 çıkarmakta zorlanılsa da bir şekilde takım kuruldu. Kurulan takım defansif yönden oldukça iyi olmuştu, hücum performansı belki de maçın nasıl geçeceğini belli edecekti.

Takımımız Eser ve Alican'ın yalvarmaları sonucunda ısınmaya başlarken koridordan rakibimiz Keyfekeder'in oyuncuları çıkmaya başladı. Rakibimiz sahaya bizim aksimize tam 22 kişi getirmişti. Zaten güçlü olan rakibimiz bu kadar kalabalık gelince oyuncularımızı hafiften bir korku sardı. Ama AC Nevizade hiç bir rakipten korkmazdı, daha önce zor şartlarda oynayıp kazandığımız maçlar vardı. Rakibimiz iki yarıda iki farklı 11 ile oynayacağını belirtmişti, bu da onların bütün maç diri kalacağını gösteriyordu.

Maçın başlamasıyla birlikte rakibimiz akın akın gelmeye başladı, ligin en etkili isimlerinden Sercan'ın sürüklediği akınlarla kalemizde tehlikeli olmaya başladılar. Nevizler ise kalabalık defans hattıyla rakibe engel olmaya çalışıyordu. İleride çoğalmayı başaramayan takımımız topa sahip olamıyor, topu rakibe bıraktığı için kalesinde baskı ve pozisyon görüyordu. Bu pozisyonların birinde kalecimiz Görkem topa fazla nazik davranınca kalemizde golü gördük. Gol bulmasına rağmen hızını kesmeyen Keyfekeder baskısını sürdürdü ve ilk yarı bitmeden iki gol daha buldu. Bu gollerle ilk yarı 3-0 bitti.

Devre arasında kurt hoca Alican değişiklik yapmak için yedek kulübesine döndü ve... Evet yedek kulübesinde kimse yoktu, kulübede oynamayı düşünmeyen Alican ve Eser dışında kimse yoktu. Alican takımın ileride top tutması için Eser'den oynamasını istedi ve Eser ısınmaya gitti.

İkinci yarıya oyuna Eser'i alan ve orta sahaya alışamayan Kerem ile Serkan'ın yerini değiştiren nevizler rakibin değişen onbirinin hücum gücünün daha düşük olmasının da etkisiyle ileride daha çok top tutmaya ve pas yapmaya başladılar. Artık daha dengeli ve ortada bir maç vardı, ileride çoğalan nevizler topu tutabiliyor ve hücum edebiliyordu. Nitekim bu atakların birinde Metehan'ın pasıyla Gökçe golle buluştu. Bu golün devamında karşılıklı pozisyonlar gol getirmeyince maç 3-1 sona erdi.

Her hafta 3-1 yenilmek hoşumuza gitmese de güçlü bir rakip karşısında ikinci yarıda ortaya konan futbol umut vericiydi. Önümüzde Eurosport maçı var, bu maçta kurt hoca Alican'ın yapacağı taktik hamleler merakla beklenmekte.

Maçın akşamında ise herkesi şoke bir haber vardı, takımın sessiz ismi Yiğit Buran'ın mağlubiyetten sonra vur patlasın çal oynasın eğlenmeye gitmesi tepkiyle karşılandı. İşte o şok görüntü:


30 Eylül 2013 Pazartesi

Başlama Vuruşu


Bir senelik bekleyiş sona erdi ve Efendi Lig 23.09.2013 Pazartesi günü başladı. Efendi adamların güzel organizasyonunun ilk haftasında takımımız 24 Eylül Salı günü Joga Bonito Tr ile karşılaştı.

Maç öncesi rakibimiz detaylı bir biçimde ısınırken biz de detaylı bir biçimde geyik yapıyorduk. Takımımızın tecrübeli ismi Gökmen Abi duruma el koydu ve ciddiyetsiz bir biçimde olsa da takımımız ısınmaya başladı. Kadromuz genişti, ligin önemini bilen nevizler işlerini maça göre ayarlamış ve sahadaki yerlerini almışlardı. Gökmen Abi saha kenarına gelene kadar teknik idareden sorumlu olan Alican ve sakatlığında ona yardımcı olan Eser kulübede adeta Yılmaz Vural ve Hikmet Karaman ikilisini andırıyorlardı. Kadro belirlenmiş, 11 neviz sahada, 3 neviz yedek kulübesinde yerlerini almışlardı.

Maç başından sonuna kör dövüşü şeklinde geçti, nevizler ileride top tutmakta ve pas yapmakta zorlanırken, defansta sağlam bir görüntü veriyorlardı. İlk yarının ortalarında bir kontra atakta Özgün'ün pasında topla buluşan Kaan Emre AC Nevizade tarihinin ilk lig golünü atıyordu. Gol sonrasında yedek kulübesine doğru yaptığı işaretlere kimsenin anlam veremediği Emre'nin bir dahaki gol sevinçlerini anlamak için takıma şifre çözücü birinin katılması kararlaştırıldı. İlk yarının geri kalanında rakibin ataklarında gol gelmezken, ilk yarının sonunda Eser'in sesinin Gökmen Abi'ye seslenirken 2 oktav incelmesi dikkatlerden kaçmadı.

Devre arasında kurt hoca Alican oyuncu değişiklikleri yaptı, ikinci yarıda da ileride çoğalmakta zorlanan AC Nevizade dakikalar geçtikçe rakibinin baskısını üzerinde hissetmeye başladı. Bu baskıya dayanamayan nevizler golü kalesinde gördü. Bu golden sonra bir klasik haline gelen: "Hah golü yedik, maçı kesin kaybedeceğiz" ruh hali yine kendini göstermeye başladı. Bu ruh halinden çıkamayınca rakibin golleri gecikmedi ve durum 3-1'e geldi. Rakibimizin üçüncü golünde ofsayt tartışmaları vardı. Serkan kendinden çok emin akşama maratonda görürüz, gol ofsayttı dedi. İddiasını elindeki görüntülerle kanıtlayan Serkan, yan hakemin 5 maç dinlendirilmesini istedi. Maç bu skorla bitti, sonuç bizi mutsuz etse de efendi gibi çıktık topumuzu oynadık, centilmence bir maç oldu.

Maçın bizim adımıza dikkat çeken isimleri defans önünde yaptığı riskli hareketler taraftarı korkutsa da girdiği ikili mücadelelerin hepsini kazanan Metehan ve Pirelli en sağlam defans oyuncusu seçilen Kerem'di. İleri hattın formsuzluğu ve iyi pas yapamamamız maçı kaybetmemizde önemli etkenlerdendi. Maç sonrası basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan deneyimli teknik adam Alican, maçı özel bir gözlükle* izlediğini, bu sayede takımın eksiklerini daha iyi görebildiğini söyledi. Önümüzdeki maçlara bakacağını da ekledi.

Maçı kaybetsekte takım olgusu açısından iyi sinyaller verdik diye düşünüyorum, eğer böyle devam eder ve fiziksel & taktiksel eksiklerimizi kapanırsak galibiyetler de gelecektir. Sağlıcakla kalın.

*İşte Alican ve özel gözlüğü:


21 Mayıs 2013 Salı

Kaptan Köşkü (1)

Merhaba Sevgili Nevizler,

Bundan böyle fırsat buldukça köşe yazısı tadında sizlerle buradan da iletişim kuracağız. Malum hepinizle tek tek konuşma fırsatını bulamıyorum. Böylelikle iyi günümüzde sevincimizi, kötü günümüzde de üzüntümüzü elimden geldiğince sizlerle bu yolla da paylaşmak istiyorum.

Sizler de biliyorsunuz çok kötü bir süreçten geçiyoruz hepimiz. 4 Şubat'tan beri çıktığımız 15 maçta sadece 1 galibiyetimiz var. O günden bu güne türlü türlü senaryolar kurduk, türlü türlü taktikler hazırladık. Malum hepimiz CM oynayarak başlayan, sonrasında da FM ile devam eden bir nesiliz ya! Her maçtan önce farklı taktikler denedik, değişik oyunlar oynamaya çalıştık. Kiminde başarılı olabileceğimizi gördük; üzerinde durduk, kimini de direkt eledik. Herkes kendi fikrini söyledi. Çoğunu uygulamaya çalıştık. Fikirlerimize veya mevcut düzene farklı alternatifler sunuldu; saygı duyduk, denedik. Sonuç?...

Asıl problemin neden kaynaklandığını çoğunuz tahmin edemediniz. Çok mu iyi top oynuyoruz? Hayır! Çok mu yetenekliyiz? Hayır! Çok mu çalışkanız? Hayır! Hep bugüne kadar Barcelona'nın yaptığı pastan girdik, Real'in çabuk futbolundan çıktık, Dortmund'un antrenmanlarından girdik, Altınorduspor'un düz mantığından çıktık. 4-4-2 de denedik, 3-6-1 de, 5-3-2 de...

2009'da çıktık bu yola. Bir arkadaş grubu olarak. Hiç bir zaman amacımız "en iyi"yi bulup, takıma monte etmek olmadı. Kim bize daha çabuk adapte oldu, kim daha cana yakın gözüktü, kim daha çok fedakarlık gösterdiyse o bizden oldu. Kâh 9'ardan oynadık, kâh 8'erden, kâh 10'ardan, kâh 11'erden. Herkes bir eskilere gitsin. 4 sene önce nasıl oynuyorduk. Şimdi nasıl oynuyoruz. Kişisel gelişimlerinizi, neleri artık yapabildiğinizi, neleri geliştirdiğinizi hepiniz göreceksiniz. Diğer yandan olumsuz değişmeleri de göreceksiniz. Kimse kimseyi eleştirmeden, önce sadece kendi geçmişini bir düşünsün. Takımın en iyisi dediğimiz kişinin 4 sene önce sıradan bir oyuncu olduğunu, ayağında top tutamıyor dediğimiz kişinin attığı çalımları, savunmaya gelmiyor dediğimiz kişinin defansa gelmekten ileriyi unutmasını. Ha dediğim gibi eksilen özelliklerimiz de var.

Bizi aslında AC Nevizade yapan yer Göztepe Gülbahçe'dir. Her hafta toplandığımız, öyle zaman geldi ki rakip bile istemediğimiz, her pazartesiyi iple çektiğimiz, ertesi gün işimiz gücümüz olduğu halde çıkıp Kızılkayalar'a gidip "17 limon" içtiğimiz günleri bize kazandıran yerdir Gülbahçe. Peki Gülbahçe bize sadece arkadaşlığı, birlikteliği mi öğretti? Hayır! Büyük sahaya geçtiğimizde önce hepimizin ayakları geri gitti. Hatırlayın ilk maçı. Fulya'da. İlk yarı 5-1 gerideyiz. O bir golü de ilk yarının sonuna sıkıştırmıştık hani. Sonra ne mi oldu? O geri geri giden ayaklar bir anda ileri gitmeye başladı. Neden? Korkumuzu yenmiştik. Biz bu sahada da oynayabiliriz demiştik. Çünkü kondisyonumuz vardı. Yılların verdiği hani derler ya maç kondisyonu. Her hafta tost, cheeseburger, ıslak hamburger yesek de, 60 dakika boyunca zevk alarak, kıyasıya mücadele ettiğimiz, bitmesini istemediğimiz maçlar bizlere güç katmıştı. Daha çok şut çekme imkanımız vardı. Pozisyonları kafamızda değil deneyerek pratikte de yaşayabiliyorduk. Kimin nereden nasıl şut çekmesi gerektiği, nasıl kademe alması gerektiği her hafta prova ediliyordu aslında.

Bu süreçte kimlerle oynamadık ki? Gazoz ligi lideri, üst sıralarda zirve mücadelesi veren ekipler, çıktığı maçlarını en az 2-3 farkla kazanıp bize gelince bir türlü yenemeyen, hatta üstüne üstlük maç 5 dakika daha uzun olsa kaybedecek olan ekipler. Yenmedik mi? Dünyanın en popüler taktiği ile mi? Yendik, diş geçirdik. Ama aynı taktikle. Aslında taktik değildi o. Hani arkadaş grubuyuz ya biz. O arkadaş grubunda kimi, hangi pozisyonda, nasıl verimli kullanabileceksek o oyunla yendik. Bugün de öyle oynamaya devam etmeliyiz. Arayış içinden çıkmalıyız.

Bugün sadece ne mi eksik? Gülbahçe. Maalesef gördüm ki Gülbahçe yokken biraz daha az arkadaşız, biraz daha az özveriliyiz, biraz daha az motiveyiz. Herkesin kendisine sorumluluk istemesi gereken yerde herkes elini eteğini çekmeye başladı. Herkes takımı biraz daha boşladı. Dolayısı ile herkes daha az keyif alır hale geldi. Kulisler oluştu. Sorunlar yüzyüze değil başka "dost"larla görüşülür oldu. Arkadaşlık ortamı git gide zarar görmeye başladı. Ne için? Hiç!

Şimdi herkes bugün şapkasını önüne koysun. Düşünsün. Hatasını anlayan, belki özür dileyecek olan, belki davranışlarına dikkat etmesi gerekecek olan, belki çenesini biraz daha tutması gerekiyor olan herkes akşam Beylerbeyi Stadı'nın yolunu tutsun. Çubuklularımızla, bayrağımızla, yüreğimizle rakibimiz Ayazma'nın karşısına çıkalım ve 3.5 aylık kötü gidişe hep birlikte bir nokta koyalım!

Bugün günlerden AC NEVİZADE!...

6 Nisan 2013 Cumartesi

Aylar Sonra Yeniden



02.04.2013 // AC Nevizade 2-1 FC Black Stockings // Beylerbeyi 75. Yıl Stadı

15 Görkem(****+), 4 Serkan(****), 9 Gökmen(***+), 17 Yiğit(***+), 21 Evrim(****), Özgün(***+), 12 Ç. Yazan(****), 46 MÇK(****), 22 Eser(***+), 3 Kaan Emre(****), 7 Kemal(****)

Goller & Asistler: MÇK(1G), Çağrı Yazan(1G), Kemal(1A), Serkan(1A)


Uzun süredir burayı boşlamıştım, AC Nevizade olarak o kadar kötü bir kış ayı geçirdik ki, resmen bizim için kara kış oldu. Bu kadar kötü geçen aylarda da içimden hiç yazı yazmak gelmedi işin açıkçası. Üst üste 9 maç, evet tam 9 maç boyunca galibiyet yüzü göremedik. Takım olarak güzel günler geçirdiğimiz söylenemez bu süre zarfında, artık bir çıkış yolu arıyorduk ve o çıkış yolu belki de baharın ilk günlerinde geldi.

Havanın futbola son derece müsait olduğu bir Beylerbeyi akşamında rakibimiz  hazırlık turnuvasını iyi bir performans göstererek 3. sırada bitiren FC Black Stockings'di. Rakip aynı zamanda 9 maçlık mağlubiyet serimizi başlatan ve bu maça kadar yaptığımız 2 müsabakada da bize üstünlük sağlayan takımdı.

Maçın bir başka önemi de takımımızın değerli oyuncularından Kemal'in askere gitmeden önceki son maçı olmasıydı. Kemal'e güzel bir veda armağanı vermek ve makus talihimizi sona erdirmek için sahadaydık. Açıklanan kadroya göre ufak bir değişiklik vardı, son anda gelemeyen Hüsam'ın yerine Özgün kadroya girmişti.

Maça taktik değişiklikle çıkan AC Nevizade 4-3-1-2 taktiğini kullanarak orta sahayı iyi kapamayı amaçlıyordu. Şimdiye kadar rakibimizle yaptığımız her maçta ilk yarıda geri düşmüştük ve ikinci yarılarda geri gelmeye çalışsak dahi bu yetersiz olmuştu. Bu sefer farklı bir durum olur mu diye düşünürken maçın başlamasıyla yine aynı hikayenin yazılacağı belli olmuştu. Rakibimiz oyunun her alanını domine ediyor, top çeviriyor, pozisyon buluyor ve bize pozisyon vermiyordu. Defans çabalasa da rakibin hızına her pozisyonda yetişemiyor, orta saha çaresiz bir çipura gibi sallanıyor, hücuma neredeyse top bile gitmiyordu. 

Bu dakikalarda sahneye bir kahraman çıktı, doğal tıraşlı vücut yapısıyla kah kızların gönlünü çalan, kah sağa bakıp sola diktiği toplarla rakibin aklını alan kalecimiz Görkem rakibin dalga dalga gelen akınlarına direniyor, kalede adeta bir Wakabayashi, bir Buffon, bir kaplan etkisi yaratıyordu. 

Bu direniş bir süre sürse de topyekün ileri gittiğimiz bir kornerin dönüşünde rakip kontra atakla golü buluyor ve skor hanesine 1-0'ı yazdırıyordu. Kenarda takımın maskot-yedeği Alican üzgün ve endişeli gözüküyor, takımın durumu ile ilgili twit üzerine twit atarak sosyal medyayı sallıyordu.

Golden sonra rakibin baskısı dinmedi fakat daha fazla gol bulamadılar ve ilk devre bu sonuçla bitti. Daha önce rakibin ilk devrede 3-4 fark atmasına alışkın olan futbolcular skorun 1-0 olmasından dolayı bu sefer umutluydular ve bu umut ikinci yarının başında ışıldayan gözlerden okunuyordu. İkinci yarı daha dengeli başladı. Bu sefer rakibin ataklarına karşılık verebilen, fakat son hamlelerde başarısız olan bir AC Nevizade vardı sahada. Bu dakikalarda Serkan'ın ileri, Kaan Emre ve Eser'in geri git demesiyle aklı karışan özgün kendi etrafında 360 derece dönerek maçı izliyordu.

Maçın kırılma anı ikinci yarının ortalarına doğru geldi, Eser Gökmen Abi'nin attığı topa hareketleneyim derken bacakları isyan etti ve sağ arka baldırı kendini bıraktı. Oyuna devam edemeyeceğini söyleyen Eser kenara gelirken Alican'a oyuna girmesini söyledi fakat Alican kendini hazır hissetmediğini, kafa ve fizik olarak %100 olana kadar topa dokunmama yemini ettiğini söyleyerek oyuna girmedi. Böylece takıma bir darbe daha vurulmuş gibi gözüküyordu. 

10 kişi kalan AC Nevizade önemli bir taktiksel değişikliğe gitti ve Çağrı ile Özgün'ü öne alarak Kemal ve Kaan Emre'yi biraz geri çekti, ileri geçen iki ismin hızlarıyla rakibi yıpratmayı düşünüyordu ki ilerleyen dakikalar bunun doğru olduğunu gösterecekti. Rakibin de yorgunluk belirtileri göstermesiyle rakibe pek pozisyon vermeyen ve ileri hızla yolladığı toplarla pozisyona girmeye başlayan AC Nevizade ilk golünü Almanya'dan zorla ikna edilip getirtilen MÇK'nın düzgün vuruşunda buldu. Bu gol ile medyada yer alan neden bizden Almanya'daki gibi futbolcular çıkmıyor tartışmalarının daha da alevleneceği belli olurken, kendisi çıktıktan sonra takımının gol atmasıyla kadrodaki yerinin sallandığını hisseden Eser yedek kulübesinde ağlamaklı olmuştu. Onu teselli etmek ise Alican'a düşmüştü.

Alican Eser'i: "Sen de iyisin ya teknik falan var bişiler." diye yalandan teselli ederken rakip savunma güvenliğini iyice elden bırakmış ve cm deyimiyle gung ho taktiğine dönmüştü. Rakibin ataklarında kaleci Görkem direnişini sürdürürken defans da ona katılmış ve ileri hızlı çıkışlarla net pozisyonlar bulmaya başlayan AC Nevizade gole birden fazla sefer yaklaşmıştı.

Maçın son dakikaları gelmişti, Orta sahanın bize bakan yarısında topu alan Serkan topu Çağrı'nın önüne bıraktı, rakibin defansı yine boştu. Çağrı rakibinin yanından yıldırım gibi geçti ve kaleye doğru ilerlemeye başladı. Bir anda yanından fırlaya Özgün'de ileri doğru koşmaya başladı. Özgün koşuyordu koşmasına da, kenarda bağıran Eser'i bütün takım duymasına rağmen bir tek kendisi duymuyordu: "Özgün ofsayttan çıııık!", maalesef Özgün koştu, koştu ve kaleye girdi..

Fakat bu sırada pozisyon devam ediyordu. Çağrı Özgün'ün ofsaytta olduğunu fark etti ve topu kendi sürmeye devam etti, ta ki kaleci ile karşı karşıya kalıncaya dek. Çağrı kaleye baktı, o müthiş sağ ayağını kaldırdı ve... Kalecinin üstüne yavaş bir vuruş yaptı, nevizler yıkılmıştı, fakat top kaleciden geri çağrıya geldi, Çağrı yere düştü, debelendi ve son anda 1,5 metre olan bacağını salladı.. Top kaleciyi geçip ağlarla buluştu. İşte o anda da hakemin bitiş düdüğü geldi..

AC Nevizade aylar sonra kazanmıştı. Kaan Emre klasik Yılmaz Vural tandanslı gol sevinciyle koşuyordu, Eser ile Alican kulübeden sevince katılıyordu, bütün takım 9 maç sonra gelen galibiyetin sevinciyle birbirini tebrik ediyordu.

Maç sonrası basın toplantısında Kaan Emre bu galibiyetin önemli olduğunu ama takımın havaya girmeyip seri galibiyetler için kenetlenmesi gerektiğini söyledi. Eser'in takımın sevincine katıldığı gözlenirken, kadrodaki akıbetinin ne olacağı sorulduğunda gözlerinin dolduğu ve soruya cevap vermek istemediği gözlendi. Özgün koşusuna saha dışında devam ederken Serkan daha enerjisi olduğunu söyleyerek Özgün'ün peşinden koşmaya başladı. Çağrı heyecan olsun diye kalecinin üstüne vurduğunu söyledi, MÇK ise Almanca bir şeyler söyleyince kimse bir şey anlamadı. Alican gazetecilere twitlerini okuyup okumadıklarını sordu. Yiğit bir köşede Evrim'i abiler toplantısına ikna etmeye çalışırken, maçı sakat tamamlayan Gökmen abi her zamanki gibi suskundu. Kaleci Görkem kızlara imza dağıtırken, Kemal'in maç sonunda asker selamı çalıştığı görüldü.

Umarız bu galibiyet kötü geçen günleri geride bırakmamızı sağlar ve daha başarılı sonuçlar almamıza ön ayak olur. Galibiyeti askere giden arkadaşımız Kemal'e armağan ediyoruz ve diyoruz ki:

NEVİZ GOL GOL GOL!







10 Şubat 2013 Pazar

NEFESİMİZ YETMEDİ



Aylardır ha geliyor, ha geldi, ha gelecek dediğimiz, oluşum diye adlandırdığımız Beylerbeyi maceramızda nihayet somut adımlar atılmıştı. Oluşum bir lige dönüşmüştü, ismi de ligin esas amacını ifade ediyordu: "Efendi Lig". Birbirinden efendi takımların kıyasıya mücadele edeceği bu ligden önce hazırlık amacıyla 6 takımın katılacağı bir turnuva düzenlenmesine karar verilmişti. Bu turnuvanın ilk maçında Nevizler'in rakibi Black Stockings'di.

Efendi Lig oluşumuyla yeni bir motivasyon gelmişti takımlara, AC Nevizade yenilmezlik serisi ile sahaya kendinden emin, ancak ilk kez oynayacağı rakibi karşısında ihtiyatı elden bırakmayarak çıkıyordu.

2013 Çin'de yılan yılını ifade ediyordu, AC Nevizade'de 2013 e yılan gibi girmiş, mağlubiyet yüzü görmemişti.

Sahaya formda kaleci Görkem, defansta kayıp balık Semih, Serkan Evrim tandemi, ön liberodan devşirik Yiğit , orta sahada isyankar Hüsam, ayıboğan Çağrı, ileride sinsi Tolga, kadife bilek Eser, pır pır Kemal, kaptan Kaan Emre onbiriyle çıkıldı. Yedekler de güven veriyordu.

Maçın başında dengeli bir oyun ortaya konulsa da ilk golü defansın arkasına atılan uzun pasta sağdan ceza sahasına giren Siyah Çoraplılar topu içeri çevirdi, boş kaleye vurulan top üst direkten dönerek kale çizgisinin üstüne doğru sekerek dışarı çıktı. Bu dakikada Serkan ligin hakkını veren bir davranışla topun çizgiyi geçtiğini söyledi ve böylece Serkan alkışları, rakip de golü kazanmış oldu.

Bu golden sonra maçın kontrolünü tamamen eline geçiren Siyah Çoraplılar 2. gollerini bir duran toptan buldu. Yarısahamızın ortasından kullanılan serbest vuruşta defansımız anlaşmazlığa düştü, bir kısmı hadi kalkın gidelim derken diğerleri iyiydik böyle ya deyince ofsayt taktiği havada kaldı, üstüne Görkem de topu elinden kaçırınca rakibimiz kolay bir gol attı.

2-0'dan sonra gardını iyice düşüren ve groki hale gelmiş bir boksöre benzeyen AC Nevizade'ye rakibin bir darbe daha vurması gecikmedi ve sağ kanattan geliştirdikleri atakta defansın arkasına atılan topta kaleciyle karşı karşıya pozisyonda golü buldu. Devre bu skorla biterken AC Nevizade 2013'ün ilk mağlubiyetini almaya yakın gözüküyordu.

Maçta devre arasına gidilirken, herkesin yüzünden düşen bin parçaydı. Oyuncular hüzünlü, analar dertli, genç kızlar şaşkındı. Fakat Nevizler'in karakterinde pes etmek yoktu, oyuncular birbirlerini gaza getirmeye çalışırken kaptanın maçı kazanmaları halinde takımı lunaparka götürme sözü vermesi    takımı ateşledi ve ikinci yarıya yepyeni bir inançla çıktılar.

İkinci yarı başladığında sahada 11 boğa vardı sanki ve kırmızı görmüş gibi topun peşinden koşuyordu. İnanılmaz bir eforla çabalayan AC Nevizade oyunda üstünlük kurmaya başladı. Baskı kurduğu bu dakikalarda Nevizler golü kornerden buldu. Duran topların golcüsü Serkan topu yine bir şekilde önünde buldu ve onun vuruşunda top rakibe çarparak ağlara gitti. Bu gol umutları yeşertmişti. Gole adeta görmemiş gibi sevinen Nevizler'de az daha kaptanın gözü çıkıyordu.

Bu golden sonra ataklarını arttıran AC Nevizade soldan Kaan Emre'nin ortaya çıkardığı pasta arka direkte topla buluşan Kemal takımının 2. golü atarak rakibi strese soktu ve Nevizler'in maça iyice tutunmasını sağladı.

3-2'yi bulduktan çok kısa bir süre sonra Eser'in sağdan çizgiye inip Kemal'e çıkardığı topta rakip Kemal'e dengesiz girince Nevizler penaltı kazandı. Penaltıyı kazandı kazanmasına ama kimse topun başına gitmek istemedi. Eser Kaan'a, Kaan Tolgaya, Tolga Çağrı'ya, sonra herkes Çağrı'ya derken herkes topu birbirine bırakınca kısa süreli bir karışıklık yaşandı. Sonunda topun başına Eser geçti ve Nevizlerin geri dönüşünü tamamladı.

Aslında buna geri dönüşü tamamlamak da denemezdi. Çünkü Nevizler hızını alamamış akın akın Black Stockings kalesine yüklenmeye devam ediyordu. 4. golü bulmak için de bir çok pozisyona girdi ancak cömertçe harcadı bu pozisyonları. E tabii kısa sürede 3-0'dan 3-3'e getirmek kolay iş değildi. Takımda yorulmalar, pas hataları, alan boşaltmalar arttı ve rakip bulduğu boşluklardan girdiği pozisyonları cömertçe harcamaya başladı. Ama çekirge 1 sıçradı, 2 sıçradı Nevizler derin bir nefes almaya fırsat bulamadan 4. golü kalesinde gördü. Ama yılmadan yine beraberlik için yüklenmeye devam ettiğimiz dakikalarda Emre Öncül'ün ve Eser'in kaçırdıkları net pozisyonlar beraberliği yakalamamıza engel oldu. Bu pozisyonlardan sonra hakemin bitiş düdüğü çaldı ve turnuvanın ilk maçını 4-3 kaybettik.

Maalesef ilk maçımızdan mağlup ayrıldık. Yenilmemize rağmen gösterdiğimiz karakter ve yaptığımız geri dönüş geleceğe umutla bakmamızı sağladı. Artık klişe deyimle önümüzdeki maçlara bakacağız. Bu mağlubiyet yenilmezlik serimize ara verdi ama en kısa zamanda toparlanıp yeni seriye başlayacağımıza inancımız tam. Rakibimizi güzel mücadelesi ve galibiyeti dolayısıyla tebrik ediyoruz.


30 Aralık 2012 Pazar

24.12.2012 // AC Nevizade 1-2 Ayazma FC



6 Altıntaş(***+), 5 Kaan(***), 8 Buğra(***)--> 17 Yiğit(**+), 14 Evrim(***), 19 Murat(***), 11 Tolga(***)-->79 Çağlar(**+), 70 Hüsam(***), 7 Kemal(***)-->1 Çağrı(*), 18 Serhan(**+), 22 Eser(***)--> 46 MÇK(?), 3 Kaan Emre(***)--> 80 Alican(?)

Goller & Asistler: Eser(1G), Kemal(1A)


2012'ye VEDA

Soğuk kış günlerinde içimizi ısıtan futbollarıyla kalplerde yer edinen AC Nevizade'miz yılın son maçında çok sevdiği ve artık ezeli rakip ebedi dost olarak kabul ettiği Ayazma ile karşılaştı. 

Maç öncesinde nevizlerin soyunma odasında hareketli saatler yaşandı. Kaptan Kaan Emre yanına kurmaylarını alarak masa başına oturmuş önemli bir açıklama yapmak üzereydi. Herkes değişik ve önemli bir açıklama beklerken kaptan ilk sözleriyle bizi şaşırtmadı: "Beyler maç parası."

Maç parasını toplayan kaptan parayı saydıktan ve kendine güzel bir sakal payı aldıktan sonra ikinci ve üçüncü kaptanlar Kemal ve Emir eşliğinde takımla toplantı yaptı ve gerekli gördüğü uyarılarını yaptı. Daha sonra yılın son maçında galibiyet için takım yemin etti ve koridordan geçerek taraftarlarının tezahüratları eşliğinde sahaya çıktı.

Kaleci sorunu nevizlerin başını ağrıtıyordu, bu soruna çare olarak 3. kaptan Emir feda dedi ve büyük bir özveri göstererek kaleye geçti. Defansımız "serçe parmağım gitti" Kaan, "Bekir" Buğra, "İrlandalı" Murat ve "buz adam" Evrim'den oluşuyordu.  Ön liberoda "yeni evli" Hüsam, "sinsi golcü" Tolga vardı. Bu ikilinin önünde "NTV  Spor" Kemal, "müzmin yedek" Serhan ve "ehieaeha" Eser vardı. En ileride de "topuk pası" Kaan Emre bulunuyordu. Yedek kulübesinde ise "Şakirt" Yiğit ve "Terminatör" Çağlar'ın yanında iki sürpriz isim göze çarpıyordu. "Almancı " Mehmet Çağrı ve "Genç yetenek" Alican. 

İlk yarı hakemin başlama düdüğü ile başladı, nevizler alışılageldik futbollarının dışına çıkıp tek pasla oynamaya, topu ayaklarında tutmaya çalışıyorlardı. Oynamaya çalıştıkları oyun güzel olsa da yüksek pas hatası oranı ve top kayıpları efektif oynamalarını engelliyordu. Rakip ise defansta topu kazanıp hızla ileri çıkmaya çalışıyordu. Nevizler başarılı paslaşmaların ardından aradıkları golü Kemal'in pasında Eser ile buldu. İlk yarı bu skorla 1-0 biterken ilk yarının dikkat çeken isimlerinden biri kalede yaptığı kurtarışlarla güven veren Emir oldu.

Devre arasında yedek kulübesine ümitle giden AC Nevizade'de ne olduysa o yedek kulübesinde oldu. Bir anda çıkıp gelen Çağrı, takımdaki yerini kaybetmemek ve kaptana yalakalık yapmak için yanında getirdiği bir kutu baklavayı çıkardı. Baklavayı görünce kendini kaybeden oyuncular baklavaları hapur hupur götürürken kimse ikinci yarıyı düşünmüyordu.

İkinci yarıda oyuna Yiğit ve Çağlar'ı alan nevizler pas hatalarına devam etti. Defansta da daha etkisiz bir görüntü çizen AC Nevizade bu yarının hemen başında defansın üst üste hataları ile topu kalesinde gördü. 1-1 den sonra morallenen Ayazma Nevizade'nin kalesine daha etkili gelmeye başladı. İkinci yarıda üretkenlik sorunu da çeken nevizler oyuna Mehmet Çağrı ve Alican'ı da aldı ama bu değişiklikler de fayda etmedi ve rakibin uzaktan çektiği şut Emir'in kontrolünde  ağlarımızla buluştu. Oyuna son çare olarak giren Çağrı hazır olmaktan çok uzakta olduğunu 2 metre bile koşamayarak gösterdi ve maç 2-1 Ayazma üstünlüğü ile bitti.

Bu maçta görülen hedefsiz kalan takımımızın eskisine oranla gevşediği ve eskisi kadar hırslı olmadığıydı. Bunu gören kaptan yeni oluşumun ilk turnuvası için girişimlerini hızlandırdı. Devre arasında yenilen baklavalar maçın sonucunda direk etki ederken yılın son maçını mağlubiyetle kapatmak nevizleri üzdü.

2012 Nevizade için çok güzel bir yıl olarak geride kaldı, bu dönemde takımdaki arkadaşlık olgusu iyice arttı. Yeni gelenlerle eskiler güzel bir uyum yakaladılar. Takımımız sosyal medyada aktifliğini arttırdı. Artık gazetemiz ve blog sayfamız var. 11'e 11 maç yapmaya iyice alıştık. Yeni forma yaptırdık, futbol dışı organizasyonlar yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Yeni ve keyif aldığımız bir oluşumun içindeyiz, yeni senede bu oluşumun artık lige dönüşmesi en büyük dileğimiz. Ben kendi adıma bu güzel takımdaki herkese teşekkür ederim. Takımdaşlarıma da güzel bir 2013 yılı dilerim.





22 Kasım 2012 Perşembe

21.11.2012 // Ayazma FC 2-4 AC Nevizade //

Goller & Asistler: Kaan Emre(1G,1A), Yusuf(1G,1A), Kemal(1G), Serhan(1G), Eser(1A)




NİCE MUTLU YILLARA


Boğaza nazır, insanı futbol oynamaktan çok rakı içmeye teşvik eden Beylerbeyi Stadyumu'nda 21 Kasım 2012 Çarşamba günü futbol aşkıyla yanıp tutuşan iki takım bu aşklarını sahaya yansıtmak için yerlerini almışlardı. Rakip daha önceden iki maç yaptığımız, kıran kırana geçen bu maçlarda bir galibiyet bir de mağlubiyet aldığımız Ayazma idi.

Kadromuzda özellikle dikkat çeken bir kaç isim vardı. Yükselen form durumuyla defansta Serkan'ın yanında ilk onbirdeki yerini alan Murat, yeni mevkisi ön liberoda neler yapacağı merakla beklenen Yusuf ve uzun süre bizden ayrı kalarak kendisini özleten Emir kadrodaydı. bu isimlerin dışında takım klasik diziliş ve oyunculardan oluşmaktaydı. 

Maç öncesi ısınmalarına katılan takımın genç ismi Alican tekniğiyle dikkat çekti. Bu maçı da izlemeye ve kenarda düz koşu yapmaya gelen Çağrı'nın kaptan Kaan Emre'ye yalakalık yaparak takımdaki yerini kaybetmemeye çalıştığı görüldü. Serkan her zamanki gibi pür dikkat ısınırken Kaan Emre ve Eser kimseyi şaşırtmayarak en az ısınan isimler oldular.

Sahaya geçildiğinde galibiyet yemini edildi ve herkes dizilişe göre sahadaki yerini aldı. Başlama düdüğü ile birlikte topa çılgıncana bir baskı yapan AC Nevizade gördü furbolseverler. Topu ayağında tutmaya çalışan Ayazma'yı uyguladığı etkili presle rahatsız eden nevizler kaptığı toplarla hızla atağa çıkmaya çalışıyordu. Nitekim bu ataklar sonuç verdi ve sağdan gelişen atakta top ceza yayının orada Kaan Emre ile buluştu ve yaptığı düzgün vuruş kalecinin müdahalesine rağmen ağlarla buluştu. Attığı golle iyice morallenen Kaan Emre bu golden kısa bir süre sonra rakip yarı alanın ortasından kullandığımız serbest vuruşta ortaya güzel bir top kesti ve bu topu düzeltip ağlara gönderen Yusuf durumu 2-0 a getirdi. 

Bir anda iki farklı öne geçmesiyle taraftarlarına acaba bu maç rahat mı geçecek sorusunu sorduran nevizler bu soruya cevabı çabucak verdi: Hayır. rakibin etkili geldiği anlardan birinde ceza sahası dışından vurulan topa kafasıyla nefis bir dokunuş yapan Serkan kendi kalesine gol serisini iki maça çıkarıyordu. Oldukça hızlı geçen ilk yarıda top bir o kalede bir bu kaledeydi. Orta sahada kazandığımız serbest vurusta Yusuf Kemal'in önüne nefis bir top attı, Kemal de aynı nefislikte bir aşırtmayla durumu 3-1'e getirdi. Bu golden sonra rakibimiz tekrar baskı kurdu ve yine ceza sahası dışından gelen bir top defansımıza çarparak kaleci Görkem'i yanılttı ve ağlarımızla buluştu. İlk yarıda başka gol olmazken taraflar soyunma odalarına(yedek kulübesi de olabilr) 3-2 lik skorlar gittiler. 

İkinci yarı ayazmanın başlangıç vuruşuyla başladı. Nevizler daha kontrollü bir futbol oynamaya çalışırken Ayazma ise baskı kurmaya çalışıyordu. İlk yarının aksine daha kısır bir ikinci yarı geçiyordu. Nevizler Emir ve Murat'ın yerine Serhan ve Yiğit'i alarak takıma diri isimler kazandırdı. Orta saha mücadelesi şeklinde geçen maçta son on dakinasına girilirken Kaan Emre içindeki Ziya Doğan'ı ortaya çıkardı ve kendisini kenara alarak oyuna Murat'ı soktu. 5-4-1 sistemine dönen nevizler artık skoru korumak istiyordu. Ziya Doğan'ın çok başarılı bir antrenör olduğunu düşünen ve gizlice onu Nevizade'nin başına getirmek için planlar yapan Kaan Emre'nin taktik değişikliği tuttu ve Serhan Eser paslaşmasında Serhan maçı bitiren golü attı. Maçın son düdüğüyle birlikte taraflar birbirlerini tebrik ederken Serkan Ayazma'dan Birol'a yaklaşarak birkaç gitar akoru sordu ve fırsat olursa Gripin'e katılmak istediğini, yetenekli olduğunu ve sadece kendini göstermek için bir şansa ihtiyacı olduğunu söyledi. Birol'un Serkana ne cevap vereceği takımda merak konusu. 

Oyuncularımız tek tek değerlendirirsek:

Görkem: Birebirlerde iyi, yan toplarda zayıftı. Birkaç önemli kurtarış yaptı, gollerde hatası yoktu. No-look degajlarıyla dikkat çekti. ***+

Evrim: İlk yarı oyuna giremedi, ikinci yarıda rakip onun kanadından yüklenince kendini gösterdi. başarılı müdahaleler yaptı. ***+

Murat: Formunu her geçen gün arttıran İrlandalı oyuncu  bugün de zamanında müdahaleleri ile göz doldurdu. Maçın başlarında rakibe bir asist yapmayı denese de maçın genelinde başarılıydı. ***+

Serkan: Her zamanki gibi çılgıncana koştu, rakibi bozdu, top kontrolü ve pas alanlarında da kendini geliştirdiği gözlendi. Bir ara üçüncü ciğerini düşürse de heme ciğeri yerden alıp yerine takarak toparlandı. ***+

Emir: Sanki aylardır oynamıyormuş gibi değil de, her hafta iki maç yapıyormuş gibiydi. Hiç sırıtmadı, kaptığı toplar ve daha önemlisi o toplarla isabetli pas atabilmesi herkesin takdirini kazandı. ***+

Kaan: Çok koştu, çalıştı, rakibi bozdu. Kazandığı topları daha olumlu kullanabilirdi. Bir pozisyonda kulak meme ucunun incinmesi herkesi korkutsa da büyük fedakarlık yaparak maça devam etti. ***

Yusuf: Maçın yıldızıydı, izleyenlere esas mevkisini buldu dedirtti. Çok koştu, rakibi bozdu, aldığı topları ileri taşıdı, bir gol attı, bir tane de attırdı. ****+

Kemal: Takımın öne çıkan isimlerindendi, sürekli yer değiştirerek boş alan yarattı. Attığı şık golde pastanın üstündeki çilek oldu. ****

Tolga: Yine görevini en iyi şekilde yaptı. Özellikle ilk yarı çok topla buluşamadığı için biraz etkisiz kaldı. Sinsi gollerinden atamadı. ***+

Eser: İlk yarı istediği topları alamayınca oyundan koptu, ikinci yarı kendisini toparladı. Orta sahada kendi standartlarının üstünde bir koşu performansı sergiledi. Bir de güzel asist yaptı. ***+

Kaan Emre: İlk 15 dakika çok iyi oynadı, bir gol attı bir asist yaptı. Yorulunca oyundan biraz düştü fakat genel olarak iyiydi. Maçın son dakikalarında attığı deparla herkesin gözlerinden birer damla yaş süzülmesine neden oldu. ****

Yiğit: İkinci yarı oyuna girdi, defansta hata yapmadı. Etliye sütlüye fazla karışmayan yapısını sahada da devam ettirdi. ***

Serhan: O da ikinci yarı oyuna girdi ve hücuma dinamizm getirdi. Güzel bir de gol atarak galibiyette pay sahibi oldu. ***

Alican: Isınmalarda tekniğiyle dikkat çekti, genç futbolcu takıma göz kırpıyor yorumları yapıldı. Abileri genç futbolcuyu bakkala sigara almaya yolladı.  

Çağrı: İnanılmaz düz koşular yaptı. Kaptanın attığı golde ve asistte ekstra bağırarak takımdaki geleceğini sağlama aldı.

Buğra: Normalde 10 dakika oynayıp çıkan Buğra kendini aşarak oyuna hiç girmedi.


Bu güzel galibiyet bizim için 3. kuruluş yıldönümü hediyesi oldu. Centilmence mücadele eden rakibimizi de tebrik ederiz.