30 Aralık 2012 Pazar

24.12.2012 // AC Nevizade 1-2 Ayazma FC



6 Altıntaş(***+), 5 Kaan(***), 8 Buğra(***)--> 17 Yiğit(**+), 14 Evrim(***), 19 Murat(***), 11 Tolga(***)-->79 Çağlar(**+), 70 Hüsam(***), 7 Kemal(***)-->1 Çağrı(*), 18 Serhan(**+), 22 Eser(***)--> 46 MÇK(?), 3 Kaan Emre(***)--> 80 Alican(?)

Goller & Asistler: Eser(1G), Kemal(1A)


2012'ye VEDA

Soğuk kış günlerinde içimizi ısıtan futbollarıyla kalplerde yer edinen AC Nevizade'miz yılın son maçında çok sevdiği ve artık ezeli rakip ebedi dost olarak kabul ettiği Ayazma ile karşılaştı. 

Maç öncesinde nevizlerin soyunma odasında hareketli saatler yaşandı. Kaptan Kaan Emre yanına kurmaylarını alarak masa başına oturmuş önemli bir açıklama yapmak üzereydi. Herkes değişik ve önemli bir açıklama beklerken kaptan ilk sözleriyle bizi şaşırtmadı: "Beyler maç parası."

Maç parasını toplayan kaptan parayı saydıktan ve kendine güzel bir sakal payı aldıktan sonra ikinci ve üçüncü kaptanlar Kemal ve Emir eşliğinde takımla toplantı yaptı ve gerekli gördüğü uyarılarını yaptı. Daha sonra yılın son maçında galibiyet için takım yemin etti ve koridordan geçerek taraftarlarının tezahüratları eşliğinde sahaya çıktı.

Kaleci sorunu nevizlerin başını ağrıtıyordu, bu soruna çare olarak 3. kaptan Emir feda dedi ve büyük bir özveri göstererek kaleye geçti. Defansımız "serçe parmağım gitti" Kaan, "Bekir" Buğra, "İrlandalı" Murat ve "buz adam" Evrim'den oluşuyordu.  Ön liberoda "yeni evli" Hüsam, "sinsi golcü" Tolga vardı. Bu ikilinin önünde "NTV  Spor" Kemal, "müzmin yedek" Serhan ve "ehieaeha" Eser vardı. En ileride de "topuk pası" Kaan Emre bulunuyordu. Yedek kulübesinde ise "Şakirt" Yiğit ve "Terminatör" Çağlar'ın yanında iki sürpriz isim göze çarpıyordu. "Almancı " Mehmet Çağrı ve "Genç yetenek" Alican. 

İlk yarı hakemin başlama düdüğü ile başladı, nevizler alışılageldik futbollarının dışına çıkıp tek pasla oynamaya, topu ayaklarında tutmaya çalışıyorlardı. Oynamaya çalıştıkları oyun güzel olsa da yüksek pas hatası oranı ve top kayıpları efektif oynamalarını engelliyordu. Rakip ise defansta topu kazanıp hızla ileri çıkmaya çalışıyordu. Nevizler başarılı paslaşmaların ardından aradıkları golü Kemal'in pasında Eser ile buldu. İlk yarı bu skorla 1-0 biterken ilk yarının dikkat çeken isimlerinden biri kalede yaptığı kurtarışlarla güven veren Emir oldu.

Devre arasında yedek kulübesine ümitle giden AC Nevizade'de ne olduysa o yedek kulübesinde oldu. Bir anda çıkıp gelen Çağrı, takımdaki yerini kaybetmemek ve kaptana yalakalık yapmak için yanında getirdiği bir kutu baklavayı çıkardı. Baklavayı görünce kendini kaybeden oyuncular baklavaları hapur hupur götürürken kimse ikinci yarıyı düşünmüyordu.

İkinci yarıda oyuna Yiğit ve Çağlar'ı alan nevizler pas hatalarına devam etti. Defansta da daha etkisiz bir görüntü çizen AC Nevizade bu yarının hemen başında defansın üst üste hataları ile topu kalesinde gördü. 1-1 den sonra morallenen Ayazma Nevizade'nin kalesine daha etkili gelmeye başladı. İkinci yarıda üretkenlik sorunu da çeken nevizler oyuna Mehmet Çağrı ve Alican'ı da aldı ama bu değişiklikler de fayda etmedi ve rakibin uzaktan çektiği şut Emir'in kontrolünde  ağlarımızla buluştu. Oyuna son çare olarak giren Çağrı hazır olmaktan çok uzakta olduğunu 2 metre bile koşamayarak gösterdi ve maç 2-1 Ayazma üstünlüğü ile bitti.

Bu maçta görülen hedefsiz kalan takımımızın eskisine oranla gevşediği ve eskisi kadar hırslı olmadığıydı. Bunu gören kaptan yeni oluşumun ilk turnuvası için girişimlerini hızlandırdı. Devre arasında yenilen baklavalar maçın sonucunda direk etki ederken yılın son maçını mağlubiyetle kapatmak nevizleri üzdü.

2012 Nevizade için çok güzel bir yıl olarak geride kaldı, bu dönemde takımdaki arkadaşlık olgusu iyice arttı. Yeni gelenlerle eskiler güzel bir uyum yakaladılar. Takımımız sosyal medyada aktifliğini arttırdı. Artık gazetemiz ve blog sayfamız var. 11'e 11 maç yapmaya iyice alıştık. Yeni forma yaptırdık, futbol dışı organizasyonlar yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Yeni ve keyif aldığımız bir oluşumun içindeyiz, yeni senede bu oluşumun artık lige dönüşmesi en büyük dileğimiz. Ben kendi adıma bu güzel takımdaki herkese teşekkür ederim. Takımdaşlarıma da güzel bir 2013 yılı dilerim.





22 Kasım 2012 Perşembe

21.11.2012 // Ayazma FC 2-4 AC Nevizade //

Goller & Asistler: Kaan Emre(1G,1A), Yusuf(1G,1A), Kemal(1G), Serhan(1G), Eser(1A)




NİCE MUTLU YILLARA


Boğaza nazır, insanı futbol oynamaktan çok rakı içmeye teşvik eden Beylerbeyi Stadyumu'nda 21 Kasım 2012 Çarşamba günü futbol aşkıyla yanıp tutuşan iki takım bu aşklarını sahaya yansıtmak için yerlerini almışlardı. Rakip daha önceden iki maç yaptığımız, kıran kırana geçen bu maçlarda bir galibiyet bir de mağlubiyet aldığımız Ayazma idi.

Kadromuzda özellikle dikkat çeken bir kaç isim vardı. Yükselen form durumuyla defansta Serkan'ın yanında ilk onbirdeki yerini alan Murat, yeni mevkisi ön liberoda neler yapacağı merakla beklenen Yusuf ve uzun süre bizden ayrı kalarak kendisini özleten Emir kadrodaydı. bu isimlerin dışında takım klasik diziliş ve oyunculardan oluşmaktaydı. 

Maç öncesi ısınmalarına katılan takımın genç ismi Alican tekniğiyle dikkat çekti. Bu maçı da izlemeye ve kenarda düz koşu yapmaya gelen Çağrı'nın kaptan Kaan Emre'ye yalakalık yaparak takımdaki yerini kaybetmemeye çalıştığı görüldü. Serkan her zamanki gibi pür dikkat ısınırken Kaan Emre ve Eser kimseyi şaşırtmayarak en az ısınan isimler oldular.

Sahaya geçildiğinde galibiyet yemini edildi ve herkes dizilişe göre sahadaki yerini aldı. Başlama düdüğü ile birlikte topa çılgıncana bir baskı yapan AC Nevizade gördü furbolseverler. Topu ayağında tutmaya çalışan Ayazma'yı uyguladığı etkili presle rahatsız eden nevizler kaptığı toplarla hızla atağa çıkmaya çalışıyordu. Nitekim bu ataklar sonuç verdi ve sağdan gelişen atakta top ceza yayının orada Kaan Emre ile buluştu ve yaptığı düzgün vuruş kalecinin müdahalesine rağmen ağlarla buluştu. Attığı golle iyice morallenen Kaan Emre bu golden kısa bir süre sonra rakip yarı alanın ortasından kullandığımız serbest vuruşta ortaya güzel bir top kesti ve bu topu düzeltip ağlara gönderen Yusuf durumu 2-0 a getirdi. 

Bir anda iki farklı öne geçmesiyle taraftarlarına acaba bu maç rahat mı geçecek sorusunu sorduran nevizler bu soruya cevabı çabucak verdi: Hayır. rakibin etkili geldiği anlardan birinde ceza sahası dışından vurulan topa kafasıyla nefis bir dokunuş yapan Serkan kendi kalesine gol serisini iki maça çıkarıyordu. Oldukça hızlı geçen ilk yarıda top bir o kalede bir bu kaledeydi. Orta sahada kazandığımız serbest vurusta Yusuf Kemal'in önüne nefis bir top attı, Kemal de aynı nefislikte bir aşırtmayla durumu 3-1'e getirdi. Bu golden sonra rakibimiz tekrar baskı kurdu ve yine ceza sahası dışından gelen bir top defansımıza çarparak kaleci Görkem'i yanılttı ve ağlarımızla buluştu. İlk yarıda başka gol olmazken taraflar soyunma odalarına(yedek kulübesi de olabilr) 3-2 lik skorlar gittiler. 

İkinci yarı ayazmanın başlangıç vuruşuyla başladı. Nevizler daha kontrollü bir futbol oynamaya çalışırken Ayazma ise baskı kurmaya çalışıyordu. İlk yarının aksine daha kısır bir ikinci yarı geçiyordu. Nevizler Emir ve Murat'ın yerine Serhan ve Yiğit'i alarak takıma diri isimler kazandırdı. Orta saha mücadelesi şeklinde geçen maçta son on dakinasına girilirken Kaan Emre içindeki Ziya Doğan'ı ortaya çıkardı ve kendisini kenara alarak oyuna Murat'ı soktu. 5-4-1 sistemine dönen nevizler artık skoru korumak istiyordu. Ziya Doğan'ın çok başarılı bir antrenör olduğunu düşünen ve gizlice onu Nevizade'nin başına getirmek için planlar yapan Kaan Emre'nin taktik değişikliği tuttu ve Serhan Eser paslaşmasında Serhan maçı bitiren golü attı. Maçın son düdüğüyle birlikte taraflar birbirlerini tebrik ederken Serkan Ayazma'dan Birol'a yaklaşarak birkaç gitar akoru sordu ve fırsat olursa Gripin'e katılmak istediğini, yetenekli olduğunu ve sadece kendini göstermek için bir şansa ihtiyacı olduğunu söyledi. Birol'un Serkana ne cevap vereceği takımda merak konusu. 

Oyuncularımız tek tek değerlendirirsek:

Görkem: Birebirlerde iyi, yan toplarda zayıftı. Birkaç önemli kurtarış yaptı, gollerde hatası yoktu. No-look degajlarıyla dikkat çekti. ***+

Evrim: İlk yarı oyuna giremedi, ikinci yarıda rakip onun kanadından yüklenince kendini gösterdi. başarılı müdahaleler yaptı. ***+

Murat: Formunu her geçen gün arttıran İrlandalı oyuncu  bugün de zamanında müdahaleleri ile göz doldurdu. Maçın başlarında rakibe bir asist yapmayı denese de maçın genelinde başarılıydı. ***+

Serkan: Her zamanki gibi çılgıncana koştu, rakibi bozdu, top kontrolü ve pas alanlarında da kendini geliştirdiği gözlendi. Bir ara üçüncü ciğerini düşürse de heme ciğeri yerden alıp yerine takarak toparlandı. ***+

Emir: Sanki aylardır oynamıyormuş gibi değil de, her hafta iki maç yapıyormuş gibiydi. Hiç sırıtmadı, kaptığı toplar ve daha önemlisi o toplarla isabetli pas atabilmesi herkesin takdirini kazandı. ***+

Kaan: Çok koştu, çalıştı, rakibi bozdu. Kazandığı topları daha olumlu kullanabilirdi. Bir pozisyonda kulak meme ucunun incinmesi herkesi korkutsa da büyük fedakarlık yaparak maça devam etti. ***

Yusuf: Maçın yıldızıydı, izleyenlere esas mevkisini buldu dedirtti. Çok koştu, rakibi bozdu, aldığı topları ileri taşıdı, bir gol attı, bir tane de attırdı. ****+

Kemal: Takımın öne çıkan isimlerindendi, sürekli yer değiştirerek boş alan yarattı. Attığı şık golde pastanın üstündeki çilek oldu. ****

Tolga: Yine görevini en iyi şekilde yaptı. Özellikle ilk yarı çok topla buluşamadığı için biraz etkisiz kaldı. Sinsi gollerinden atamadı. ***+

Eser: İlk yarı istediği topları alamayınca oyundan koptu, ikinci yarı kendisini toparladı. Orta sahada kendi standartlarının üstünde bir koşu performansı sergiledi. Bir de güzel asist yaptı. ***+

Kaan Emre: İlk 15 dakika çok iyi oynadı, bir gol attı bir asist yaptı. Yorulunca oyundan biraz düştü fakat genel olarak iyiydi. Maçın son dakikalarında attığı deparla herkesin gözlerinden birer damla yaş süzülmesine neden oldu. ****

Yiğit: İkinci yarı oyuna girdi, defansta hata yapmadı. Etliye sütlüye fazla karışmayan yapısını sahada da devam ettirdi. ***

Serhan: O da ikinci yarı oyuna girdi ve hücuma dinamizm getirdi. Güzel bir de gol atarak galibiyette pay sahibi oldu. ***

Alican: Isınmalarda tekniğiyle dikkat çekti, genç futbolcu takıma göz kırpıyor yorumları yapıldı. Abileri genç futbolcuyu bakkala sigara almaya yolladı.  

Çağrı: İnanılmaz düz koşular yaptı. Kaptanın attığı golde ve asistte ekstra bağırarak takımdaki geleceğini sağlama aldı.

Buğra: Normalde 10 dakika oynayıp çıkan Buğra kendini aşarak oyuna hiç girmedi.


Bu güzel galibiyet bizim için 3. kuruluş yıldönümü hediyesi oldu. Centilmence mücadele eden rakibimizi de tebrik ederiz.






20 Kasım 2012 Salı

19.11.2012 // AC Nevizade 4-6 Karabasan //


AC Nevizade;

Emre(***+), 8 Buğra(***+), 19 Murat(***+), 5 Kaan(***), 17 Yiğit(**+), 3 Kaan Emre(**+), 7 Kemal(****)


Goller & Asistler: Kemal(2G,1A), Yiğit(1G,1A), Kaan Emre(1A), Serkan(KK)

Karabasan;

92 Tuğberk(****), 4 Serkan(****+), 26 Hüseyin(***+), 14 Evrim(****), 22 Eser(****+), 11 Tolga(****+), 18 Serhan(****+)

Goller & Asistler: Eser(3G,3A), Serhan(2G,1A), Evrim(1G), Tolga(2A)




DERBİ ATEŞİ


Uzun bir aradan sonra iki devin karşı karşıya geldiği bir pazartesi akşamı yaşandı gülbahçede. Bir tarafta kırmız beyaz formasıyla AC Nevizade'nin delikanlıları, diğer tarafta siyah forması ve futboluyla rakiplerinin üstüne takım isminin hakkını vererek karabasan gibi çöken karizmatik gençler vardı.

Esame listesi okunduğunda takımların yedişer kişi olması dikkatleri çekmişti. Eksikler yüzünden ortaya çıkan bu durumun maçın kalitesini düşürebileceği korkusu maç başında tedirginlik yarattı ama beklenilenin aksine futbolseverler kaliteli bir mücadele izledi futbolseverler.

Maç öncesi düzensiz yaşantısı ve geçmek bilmeyen sakatlıklarıyla şimşekleri üzerine çeken Çağrı belki de takımdaki geleceğinin sallantıda olduğunu fark ettiği için maçı izlemeye ve arkadaşlarına destek olmaya gelmişti. 

Maçın başında iki takımın amacı da pas yüzdesini yüksek tutarak topa sahip olmak ve oyunu kontrol etmekti. Bu kontrollu anlayış ve  dikkatli defans blokları skorun uzun süre 0-0 devam etmesine neden oldu. Dakikalar 20 civarını gösterirken Eser'in ara pasına hareketlenen Serhan kaleciyi geçti ve topu boş kaleye yollayarak takımı Karabasan'ın 1-0 öne geçmesini sağladı. Bu golden kısa bir süre sonra Eser'in sol kanattan içeri kestiği topa dokunan Serhan kendisinin ve takımının ikinci golüne imza attı. Serhan ilk golde kendisine anca ofsayttan atarsın yaaeaeaeae  diyen Kemal'e ikinci golünden sonra "bu da mı ofsayt, bu da mı gol değil be?" diye serzenişte bulunmayı ihmal etmedi. Maç bir süre 2-0 devam ederken Karabasan'daki gevşeme belirtilerini iyi değerlendiren AC Nevizade Yiğit'in araya attığı topu kornere vurmak isteyen Serkan'ın topu kaleye abanması ile skoru 2-1'e getirdi. bu golün hemen ardından baskısını arttıran AC Nevizade iki gol daha buldu. Bu goller Kaan Emre'nin kaleciden dönen şutunu tamamlayan Kemal ve Kemal'in pasında sağ çaprazdan düzgün bir vuruş yapan Yiğit'e aitti. Bir anda skorda üstünlüğü ele geçiren AC Nevizade oyunu tutmaya çabalarken Karabasan'da defans oyuncuları geriden hücuma destek vermeye başladı. Bu desteğin meyvesini Eser'in arapasında Evrim ile gol bularak aldılar. Bu golden sonra Kaan Emre'nin pasında sağ kanatta topla buluşan Kemal AC Nevizade'yi tekrar öne geçirdi. Maçın son 10 dakikasına girilirken seyirciler karşılıklı gollerle futbol ziyafeti izliyorlardı. Ataklarını arttıran Karabasan'da Tolga'nın pasında topu alıp düzelten ve düzgün bir vuruşla ağlara gönderen Eser beraberliği sağladı. Bu golden kısa bir süre sonra Serhan'dan aldığı topa dönüp vuran Eser sokru 5-4'e getirdi. Beraberliği yakalamak için tüm hatlarıyla yüklenen AC Nevizade defansta derin boşluklar verdi ve bu boşlukları değerlendiren Karabasan Tolga'nın pasında Eser ile bir gol daha buldu ve maçı 6-4 kazandı.

Son derece zevkli, çekişmeli ve centilmence geçen bir maç oldu. Kenarda oyunculara taktik veren Çağrı'nın dediklerinin tam tersinin uygulanması sahadaki güzel futbolun nedenlerinden biriydi. Maçtan sonra yapılan testlerde Serkanın sakladığı 3. ve 4. ciğerleri bulundu. Kaan Emre 5 topuk pası denemesi yaparak ortalamasını tuttururken Eser'in sakatlığını atlattığı gözüktü. Gol atan Evrim sevindirik olurken Buğra'nın topukla kestiği ataklar dikkatleri çekti. Sonuçta bu güzel maç Karabasan'ın üstünlüğü ile bitti, gözler çarşamba günün oynanacak Ayazma maçına çevrildi.

9 Ekim 2012 Salı

FLAŞ!! NEŞTER OPERASYONU!


     Son haftalarda oynanan kötü futbol ve alınan sonuçlar AC Nevizade yönetimini harekete geçirdi. Neşter operasyonu veya Nevizsilin adı ile bilinen bu operasyonda kadroda revizyona gidileceği, radikal kararların alınarak futbolculara çeşitli uyarı ve yasakların geleceği öğrenildi.

VARAN 1
     Serkan'a gitar çalma, Eser'e ehiea ehiea diye gülme ve Kemal'e zincir takma yasağı gelecek. Dikkatlerini tamamen futbola vermeleri sağlanacak.

VARAN 2
     Çağrının facebook grubunda paylaşım yapması engellenecek, bu sayede diğer futbolcuların kafasının karışmasının önüne geçilecek. Bir psikolog yardımı ile Çağrı'nın çocukluğuna inerek paylaşımları ile neyi anlatmak istediği anlaşılmaya çalışacak.

VARAN 3
     Kaan'ın topa kaymasını önleyici bir düzenek için sipariş verildi, kaleci Tuğberk'in de arkasına motor takılacak ve kaleden daha hızlı çıkması sağlanacak.

VARAN 4
     Hüsam'ın kılıbıklığının azaltılarak takımla daha çok zaman geçirmesi amaçlanıyor. Eser ve Cafer Can'dan alınan kanın Evrim ve Serhan'a enjekte edilerek takımdaki agresiflik ve çemkirme dağılımının dengelenmesi sağlanacak.

VARAN 5
     Maç çıkışında gece kulübüne giderek çılgınca eğlenen Evrim'in dikkati çekilecek, gerekirse Kaptan Kaan Emre Zangief atletini giyerek Zangief'in meşhur dönen yumruğunu atma suretiyle Evrim'in kendine gelmesini sağlayacak.

VARAN 6
     Neurosport'tan ayrılacağı dedikoduları son günlerde iyice artan Gökhan Korkmaz için transfer görüşmelerine başlandı. Holosko + bir miktar dürüm, bir miktar para + bir miktar para daha gibi formüllerin üzerinde duran AC Nevizade yönetimi, bu transferi bitirmek için var gücüyle çalışıyor.

Bu gelişmelerin ışığında AC Nevizade'yi hareketli günler bekliyor..

08.10.2012 // Ayazma FC 5-4 AC Nevizade //

92 Tuğberk (**+), 3 Kaan Emre(**), 4 Serkan(**+), 5 Kaan(**+), 21 Evrim(**+) --> 8 Buğra(?), 12 Çağrı(***+), 14 Hüsam(**+), 10 Cafercan(**+), 7 Kemal(**)--> 22 Eser(***+), 11 Tolga(***), 18 Serhan(**+)

Goller & Asistler: Çağrı(2G), Tolga(1G,1A), Cafercan(1G), Eser(2A)



4-4'LÜK DEĞİLİZ HİÇBİRİMİZ



     Yazdan kalma günlerin sona erdiğini belli eden serin ve yağışlı bir havada futbol aşığı iki takım Beylerbeyi Stadyumu'nun nemli çimlerinde yerlerini almışlardı. Rakip 2 hafta önce karşılaşıp 4-3 yendiğimiz Ayazma idi. Rakipte kimler yoktu ki; oracıkta bir müzik festivali düzenlemeye yetecek kadar müzisyenin yanında, yazar, çizer ve daha nice meslekten tanınmış simalar gözümüze çarpıyordu.


     Fakat bizim takım da yabana atılacak gibi değildi hani, genç kızların gönlünde taht kurmuş, her maçı kapalı gişe oynayan, her biri şahsına münasır delikanlılardan oluşan canavar gibi bir takımdık. Esame listesi medyaya ulaştığında herkes ufak çaplı bir şok yaşadı: 11 'in gedikli isimlerinden Eser yedekteydi. Maçtan önce ergen kız triplerine girdiğini gözlemlediğimiz Eser uzatılan mikrofonlara "uff size ne be slklr" diyerek kulübede mahzun bakışlarla oturmaya devam etti. takımın ilk onbirine baktığımızda tanıdık bir o kadar da sevilen isimleri görüyorduk; kalede genç, yetenekli ve tereddütlü Tuğberk, defans dörtlüsünde sahaların çılgın ve haşarı çocuğu Serkan, kaptan "Zangief" K.Emre, sahaların sessiz sedasız askeri Evrim, Letonya'da Verpakovskis'ten sonra en çok tanınan isimlerinden Kaan vardı. Her zamanki gibi iki ön liberolu sistemi tercih eden AC Nevizade'de bu mevkilerde ailemizin kasabı Hüsam ve "heey", "hooy", "hüüy", tarzı nidaları ile her top istediğinde farklı bir ünlem kullanan yağız delikanlı Çağrı vardı. Onların önünde Hugo'nun kankitosu, çocukların ve Tuğberk'in "Tolga Abi"si Tolga, Karadeniz'in Hagi'si Cafer Can ve sakat olsa bile seyirciyi görünce kırmızı görmüş boğa gibi oynayan Kemal vardı. Forvette ise maç başına 25 kere "olur abi" demesiyle takımın iç huzurunu sağlayan Serhan vardı. Yedek kulübesinde tripcan Eser'in yanında yan hakemlik görevini üstlenen Bekir'in ruh ikizi Buğra vardı.


     Maç başladı başlamasına ama Ac Nevizade top oynamayı unutmuş gibiydi. Oyuncuların kimi yanık sesleriyle şarkı söyleyerek müzisyenleri etkilemeye çalışıyordu, bir grup oyuncu ise sürekli modern futbol hakkında ilginç anekdotlar vererek dikkat çekmeye çalışıyorlardı, kimisi Süleyman Demirel taklidi yapmakta, kimisi Cem Yılmaz esprileriyle ortalığı şenlendirmeye çalışıyordu. Rakibimiz ise çok daha organize ve disiplinli gözüküyordu ama top yuvarlaktır klişesi bu anlarda devreye girdi ve rakibin önünü ısrarla açmasını değerlendiren Cafer Can takımı 1-0 öne geçirdi. Daha gol sevincimizi tamamlamamışken defansımızdaki anlaşmazlığı iyi değerlendiren rakibin golüyle durum 1-1 e geldi. Bu golün ardından defansımızın arkasına atılan toplar sürekli tehlike yaratmaya başladı, kenarda yan hakemlik yapan Buğra'nın ulan hiçbir maçta bu kadar koşup yorulmadım diye hayıflandığı duyulurken bu sırada gelen golle durum 2-1 oldu. Morali bozulan AC Nevizade'nin gardı iyice düştü ve devre olmadan 1 gol daha yiyerek soyunma odasına 3-1 geride girdi. 

     
     Devre arasında arabasına giden Serkan gitarıyla geri döndü ve Akdeniz Akşamları'nı çalmaya niyetlendi, arkadaşları tarafından zor zaptedilen Serkan maçtan sonra sahile bekliyorum dedi. Oyuna müdahale etmek gerekiyordu ve Kemal kenara gelirken Eser oyuna girdi, devre arasında kendi arasında toplanarak konuşan takım ikinci yarıya daha motive bir şekilde başladı, rakibin de yorgunluk belirtileri göstermesiyle daha atak gözüken taraf olan AC Nevizade Eser'in ara pasında Çağrı ile golü bulu. Daha sonra ataklarını sıklaştıran takımımız yine Eser'in araya bıraktığı topta Tolga'nın klasik sinsi mi sinsi koşularından birini yapıp pozisyonu gole çevirmesiyle 3-3 'ü buldu. Kısa süre sonra tekrar geri düşmeyi başaran AC Nevizade yediği golün ardından yaptığı santra da Tolga'nın sağ kanattan içeri kestiği topa Çağrı'nın dokunmasıyla tekrar beraberliği yakaladı. Dört dörtlük maça böyle skor yakışır derken son sözü Ayazma söyledi ve attıkları güzel golle 5-4 öne geçtiler. AC Nevizade son dakikada önemli bir pozisyonu değerlendiremeyince maç bu skorla sona erdi.

     Maç bitti, geriye kalan yine dostluk oldu. Maç sonrasında ilginç olaylar yaşandı. İlk yarı takımın kötü futbolunu kenardan izlerken için için Demet Akalın'dan nispetli şarkılar söyleyen Eser'in oyuna girdikten sonra etkili bir futbol sergilemesi ve iki asist yapması basında Eser''in neden yedek kaldığının sorgulanmasına neden oldu. Maçtan sonra hemen stadı terkeden Evrim'in gece kulüplerinde görüldüğü iddiası ise ortalığı karıştırdı. Kaptan Kaan Emre'nin yarın yanına Samet'i alarak bir basın açıklaması yapacağı ve dediklerini Samet'e onaylatacağı öğrenildi. Açlıktan midesi kırılan bir grup AC Nevizade oyuncusu ve Ayazma'nın kurucusu Bağış Erten stadın altındaki dürümcüden pişmesi yaklaşık 45 dakika süren dürümlerini alıp yediklerinde maçın gerginliğinden iyice uzaklaşmış ve geyiğe sarmış durumdaydılar. Yapılan toplantıda ligin durumu ve gelecek planları hakkındaki görüşler paylaşıldı. Herken arabalara dağılırken Serkan gitarını alıp sahile gideceğini söyleyip herkesi davet etse de bu daveti ilgi görmedi. Böylece herkes evlerine aşk çocuğu Serkan'da sahile doğru hareket etti. Bir futbol gecesi de böyle sona erdi.





29 Eylül 2012 Cumartesi

26.09.2012 // Ayazma FC 3-4 AC Nevizade //


13 Incaluas(*****)-->92 Tuğberk(?), 3 Kaan Emre(***+)-->8 Buğra(***), 4 Serkan(***), 5 Kaan(***)-->19 Murat(***), 14 Evrim(***), 17 Yiğit(**+)-->11 Tolga(***), 70 Hüsam(***+), 7 Kemal(***+), 12 Ç.Yazan(***), 22 Eser(***), 18 Serhan(***+)

Goller & Asistler: Kemal(2G), Serhan(1G,2A), Çağrı(1G), Eser(1A), Serkan(1A)


Nevizade'den Bir Yıldız Kaydı


Bu sefer daha bir sağlam adımlarla gittik Beylerbeyi Stadı'na. Mesela sahanın girişini bulmak için etrafımıza bakınmak zorunda kalmadık, araçları park ederken vakit kaybetmedik. E bu da bize haliyle geyik, makara olarak geri döndü. Rakibimiz Ayazma'ydı. Hani şu bildiğimiz Ayazma. Yıllardır namını duyduğumuz ama bir türlü maç yapamadığımız Ayazma. Sonunda karşılıklı maç yapabilme fırsatına kavuşmuştuk.

Maçtan önce ufak tefek organizasyonlar peşindeydik. Kaptan Emir İnçal işi gereği Adana'ya taşınacak ve bizden yeşil sahalarda uzak kalacaktı. Ona takımımıza verdiği hizmetten dolayı bir şekilde teşekkür edebilmeliydik. Nasıl yaparız diye düşünürken, pazartesi yaptığımız maçın muhabbetini ederken arada derede "şakirt" lakaplı oyuncumuz Yiğit'in soyunma odasında seccade serdiğine şahit (!) olduk. Maçtaki kötü performansına bağlayabilir miyiz bilemedim açıkçası. Sahaya çıktığımızda ise inceden bir heyecan hakimdi takımda. Maç başladığında ise bu heyecan sahanın aydınlatmalarının bir anda sönmesi ile karanlıkta kayboldu gitti. Trafo odasına inen Kaptan İnçal ve Kaptan Kaan Emre'ye diğer Kaptan Bağış Ağabey de eklendi. Daha sonra Tolga ve Çağrı'nın da katılımıyla üretilen fikirler ve alternatifler sonucunda saha yeniden aydınlandı ve biraz soğumuş da olsak maça yeniden başladık. Kısa süre sonra Kemal'in attığı gol ise içimizi ısıttı. Derken Eser'in enfes ara pasına hareketlenen Kemal kendisinin ve takımının 2. golünü atarak biraz rahatlattı bizi. Rakip, ileride Harun Tekin'in savunmayı yıpratarak pozisyon bulmaya çalışması sonucunda ardı arkasına kazandığı kornerlerden birinde yarattığı karambolde topu ağlarımıza göndererek skoru 2-1'e taşıdı ve ilk yarı rakibin 15. kornerini kullanması sonucu sade bir törenle son buldu. 2. yarıya değişikliklerle başladık. Kaan Emre kenara geldi ve yerine Buğra oyuna dahil oldu. Evrim stoperde Serkan'ın partneri durumuna geçti. Kaan yerini Murat'a bıraktı ve Yiğit'in yerine de Tolga oyuna dahil oldu. Ancak değişiklikler oyunun değişmesinde pek etkili olamadı. Bulduğumuz pozisyonları harcadıkça rakip üzerimize gelmeye devam etti ve Harun Tekin'in aşırtma golüyle skor 2-2'ye geldi. Daha sonra ise bizler kenarda Arif'in Manchester'a attığı golü ararken Serkan'ı sol açıkta Serhan'a asist yaparken bulduk ve skoru 3-2'ye getirdik. Getirdik getirmesine ama ilk yarıdaki o sağlam savunmamız 2. yarıda Harun Tekin'in 2 gol birden bulmasına engel olamadı ve maça tekrar eşitlik geldi. Son dakikalara girilirken kalemizden aut atışı kullanılacağı sırada sahadan bir noktadan alkış sesi yükselmeye başladı. Bu alkış sesine diğer takımdaşlarımız ve rakibimiz de eşlik etmeye başladı. Bir anda herkes Kaptan Emir İnçal'a doğru yöneldi. Yalnız olaydan haberi olmayan Kaptan da "N'oluyo lan!?" edasıyla etrafa boş gözlerle bakarak o da alkış tutmaya başladı. Sonradan olayı anlasa da yapacağımız jesti tamamlayacak olan son hareketi yapmaya yani Kaptan'ı omuzlara almaya kimse yanaşmayınca sade ama anlamlı jest ile birlikte Emir İnçal kaptanlık pazubandını Kaan Emre'ye devretti; kaleye de genç Tuğberk geçti. Tuğberk, Emir Ağabey'inden öğrendikleriyle ve yeteneğiyle takımın as kalecisi konumuna geldi ama daha öğrenecek çok şeyi var. Oyuna yeniden dönüldüğünde ise beraberliği bozmaya çalışan bir Nevizade ve adeta gol yememek için uğraşan "Muslera & Cris" 2'lisi vardı Ayazma'da. Ancak o dakikalarda sahne alan usta ayak Çağrı sol çaprazdan yaptığı sert plase vuruş ile topu ağlara göndererek skoru 4-3'e taşıdı. Kenardan maç bitti uyarılarına aldırmayan 2 takım ise keyifli mücadeleyi saha görevlisinin "Abicim saat 12'ye 20 var" demesiyle bitirmek durumunda kaldı. ilk kez karşılaştığımız rakibimizi 4-3'lük skorla mağlup etmiş olmanın verdiği mutluluk ve bir sonraki maçın heyecanıyla soyunma odasına giderken 1 gol 2 asistlik performansıyla galibiyette önemli rol oynayan Serhan'ın ise elinde idrar numune kabı ile doping odasının önündeki tedirgin bekleyişi ise kafada soru işaretleri uyandırdı.

17.09.2012 // Neurosport FC 2-2 AC Nevizade //



15 Görkem(***+) --> 92 Tuğberk(***+), 3 Kaan Emre(***+), 4 Serkan(****) -->19 Murat(***+), 6 Altıntaş(***)-->21 Evrim(***+), 9 Gökmen(***) --> 33 Semih(**+), 14 Hüsam(****), 17 Yiğit(***)--> 5 Kaan(***+), 7 Kemal(***+), 11 Tolga(***+), 22 Eser(****), 18 Serhan(***+)-->8 Buğra(***)

Goller & Asistler: Eser(1G), Kaan Emre(1G), Serhan(1A)



Neuroyon?


     AC Nevizade için 17 Eylül Pazartesi günü alışılageldik Pazartesi maçlarının dışında yepyeni bir heyecanın başladığı gün olarak tarihe geçti. Gazoz liginden ayrılan Ayazma ve Neurosport takımlarının yeni bir organizasyona girişmesi ile kendimizi Beylerbeyi stadyumunda bulmuştuk. Kaliteli soyunma odaları ile içeri girer girmez farkını belli eden bu güzel tesis bizim için bambaşka bir deneyim sunacaktı.
     Maç öncesinde Ayazma takımının kurucusu Bağış Erten ile keyifli bir sohbet yaparak yeni oluşum hakkında bilgi aldık. Daha sonra sahaya çıkma vakti geldi, uzun koridoru geçtik ve sahaya çıktık. Sahaya çıktığımız anda gerçek bir futbol sahasında oynamaktan ne kadar etkilendiğimiz belli oluyordu.
     Kadromuz kalabalıktı, iki kalecimizden Görkem maça başlayacaktı. Defansta Gökmen, Serkan, Kaan Emre ve Emir vardı. Orta sahada Yiğit, Hüsam, Kemal, Eser , Tolga, forvette de Serhan vardı. Yedek kulübesine baktığımızda zengin bir kulübe görüntüsü göze çarpıyordu. Kaleci Tuğberk'in yanında Evrim, Kaan, Semih, Buğra ve Murat vardı.Semih'in yedek kulübesine doğru yürürken:"Adımız Semih olduğu için mi kulübedeyiz anlamadım ki?" dediği duyulur gibi oldu.
     Rakibimiz tanıdığımız ve sevdiğimiz ekiplerden Neurosport'tu. Onlar da tanıdığımız isimlerden oluşan kadrolarıyla sahadaki yerlerini almışlardı. Hakem olmadığı için düdüğü biz öttürdük ve maç başladı. Her zaman başa baş oynadığımız rakibimizle yine başa baş bir mücadele şeklinde başladı maç. Genel olarak herkes klasik performansını sergiliyordu. Maçtan önce yedek bırakılmakla tehdit edilen ve maç öncesi orta saha oynaması sıkı sıkı tembihlenen Eser aldığı gazla ekstra koşuyor ve oyun kurucu görevini hakkıyla yerine getiriyordu. Kemal ve Tolga pozisyona giriyor fakat değerlendiremiyorlardı. Serhan'ın istekli koşuları ise ya ofsaytla kesiliyor ya da istediği paslar gelmiyordu. Defans ve ön liberolar ise standart bir performans ortaya koyuyorlardı. Takım olarak iyi pas yapıyor ve oyuna daha çok hükmeden taraf gibi gözüküyorduk fakat  bir kontrada golü kalemizde gördük ve ilk yarı böyle sona erdi.
     İkinci yarıya başlarken Yiğit-Kaan, Serkan-Murat, Emir-Evrim, Serhan-Buğra , Gökmen-Semih ve Görkem-Tuğberk değişiklikleri ile başladık. Kaan Emre forvete geçti. İkinci yarının başlarında yediğimiz golle 2-0 geriye düştük. İkinci yarının ilk 10 dakikasından sonra yorulan Eser geride olmanın verdiği psikolojik etkiyle forvete yaklaştı. Kemal bileğinden kötü biçimde sakatlanınca Serhan Kemal'in yerine sağ kanada geçti. Orta sahalar oyundan düşünce iki kalede de daha çok pozisyon yakalanmaya başladı. Maçın son 10 dakikasına girilirken Neurosport'un 2-0 luk üstünlüğü sürüyordu. Soldan içeri kat eden Serhan'ın güzel pasında topla buluşan Eser şık bir plaseyle golü attı ve durumu 2-1 e getirdi. Bu golden kısa bir süre sonra Eser ara pası ile Serhan'ı kaleci ile karşı karşıya bıraktı, Kaleciyi çalımlayan Serhan açısı bozulunca orta şut karışımı bir vuruşla topu kaleye yolladı fakat top direkten auta çıktı, bu pozisyonda içeride topu boş kaleye atmak için bekleyen Tolga ve Kaan Emre Serhan'a biraz bozuldular. Fakat bu pozisyondan dakikalar sonra Kaan Emre ceza sahasının dışında sol çaprazda buluştuğu topu öyle bir tepti ki, top uzak köşedeki örümcek ağlarını aldı. Kaan Emre bu golden sonra yaklaşık 2 km kadar koşarak gol sevinci yaşarken arkadaşlarının birbirlerine attığı endişeli bakışlar gözlerden kaçmadı.
     Dostça geçen maç dostça bir skorla 2-2 bitti, genel olarak iyi pas yaptığımız bir maç oldu. Beylerbeyi stadyumu da bizi olumlu yönde etkiledi. Rakibimizle maç içinde yaptığımız geyikler de maçtan ayrı bir zevk almamızı sağladı. AC Nevizade'nin rakip takımın 6 numaralı defans oyuncusunu ayartıp transfer etme çabaları gözlerden kaçmadı. Maç içinde Football Manager terimleri havada uçuştu. Maç sonunda Neurosporttaki twitter krizi haftaya damgasını vuran olaydı. Maç sonunda Kaan Emre hala gol sevinci koşusunu sürdürdü. Güzel bir maç gününün daha sonuna gelmiştik, darısı Beylerbeyinde nice maçlara.

Not: Kenardan bizi destekleyen vefakar taraftarlarımıza teşekkür ederiz :)
   
     


28 Ağustos 2012 Salı

27.08.2012 // AC Nevizade 6-3 Alman Lisesi Mezunları //

15 Görkem(****), 4 Serkan(****), 5 Kaan(****), 21 Evrim(*****), 17 Yiğit(****), 7 Kemal(*****), 11 Tolga(****+), 22 Eser(****)

Goller & Asistler: Kemal(2G,3A), Tolga(2G,1A), Eser(1G), Serkan(1G), Yiğit(1A)


Nevizade Uber Alles*

     Türkiye'nin gururu, taraftarın Neviz'i olan, büyüklüğünün adı konulamayacak olan takımımız AC Nevizade kendi sahası olan Göztepe Gülbahçe'de yerini almıştı. Rakip Alman disiplinini tecrübeleri ve teknikleri ile birleştiren Alman Lisesi Mezunlarıydı. Siyah formaları ve fit duruşlarıyla dosta güven, düşmana korku salıyorlardı. Biz ise kırmızı şortlarımızın üstüne beyaz formalarımızı çekmiştik. Kimimiz göbekli, kimimiz fit, bazılarımız ise zayıftı. 

     Takım kadroları basına ulaştığında AC Nevizade'nin dizilişi de belli olmuştu: Kalede Görkem vardı, defans üçlüsü Serkan Evrim ve Kaan dan oluşmaktaydı. Hemen önlerinde orta sahada Tolga, Yiğit ve Kemal vardı, en ileride de Eser. Sakatlıklar, hastalıklar, tatiller, bütünlemeler ve kadro seçimleri derken ortaya çıkan kadro bu olmuştu.

     Maçın düdüğü çaldı ve hemen gol geldi, presle topu kapan Tolga topu Kemal'e aktardı ve Kemal uzaktan düzgün bir vuruşla kaleciyi avlayıverdi. Almanların cevabı gecikmedi ve maçın başında skor 1-1 e geldi. Bu dakikadan itibaren topu daha çok ayağında tutan ve baskılı oynayan taraf bizdik fakat rakibimizin iyi kapanıyordu. Bizim baskıyla bulduğumuz iki pozisyonda Eser ve Tolga'nın vuruşları direğe takılıyordu. rakibin kontra ataklarında ise defans hattı ve kaleci Görkem başarılı oluyorlardı. Maç uzun bir süre 1-1 devam etti. Beklediğimiz gol sürpriz bir isimden geldi. Kemal'in defansın arkasına attığı topa her zamanki gibi kendini paralarcasına koşan Serkan şık bir dokunuşla durumu 2-1 yaptı. Attığı gole kendi de inanamayan Serkan mutluluk gözyaşlarına hakim olamadı. Takımın beklediği gol gelince daha rahat bir futbol oynamaya başladık. Yiğit orta sahada aldığı topu iyi sürdü ve soldan içerideki Tolga'ya çıkardı, Tolga topu ağlara gönderdi. Bu golden sonra şanssız bir pozisyonda defansın bacaklarının arasından geçen bir topta golü yedik ve durum 3-2 oldu. Panik çanları çalmaya başlarken Kemal eeaaah diyerek topu burnuyla tepti ve Cristiano Ronaldo vurmuş gibi giden top ağlarla buluştu. Bu golden biraz sonra Tolga ile Kemal nefis bir verkaçla bir gol daha attılar ve skor 5-2 oldu. Uzaktan yediğimiz bir golle durum 5-3 olsa da bu sefer paniklemedik ve Eser'in Kemal'den aldığı topla ceza alanına girip attığı golle skoru 6-3 yaptık. Daha sonra girdiğimiz pozisyonları değerlendiremedik ve maç 6-3 bitti.

     Maç sonundaki konuşmalarda herkes oynanan futboldan memnundu. Kalede Görkem standart bir oyun ortaya koyarken topu oyuna sokuşlarında yukarıdaki ağı delmeye çalıştı, arkadaşları bunun nedenini sorduğunda fiile çorap fantezisi olduğunu ve file görünce yırtmaya çalıştığını söyledi. Defansta ayak parmağındaki rahatsızlıktan dolay 6 aydır oynamayan Kaan oldukça iyi gözüktü fakat maç sonunda kulak memesinin ucunun incindiğini ve bir 3 ay daha oynayamayacağını söyledi. Evrim de hatasız oynadı fakat aldığı 5 yıldız takım arkadaşlarınca fazla bulundu, Evrim'in Kemal'e bir takım ilaçlar sağladığı ve Kemal'in bu yüzden Evrim'i kayırdığı iddiaları gündeme bomba gibi düştü. Serkan her zamanki gibi çılgınca koştu, yeri geldi uçarak hava toplarına vurmaya çalıştı, fakat maç içinde sakatlanması can sıktı. Yiğit hafif hastalığına rağmen çok iyi oynadı, bir ara rengi sarıya kesen Yiğitle ilgilenen kaptan-doktor Kemal su tedavisi ile Yiğit'i tekrar maça döndürdü. Sahaya kaptan olarak çıkan Kemal çok çok iyi bir günündeydi, yanık teni ve kolyesiyle genç kızların evlerinde boy boy posterleri bulunan Kemal 2 gol 3 asistle neredeyse bütün gollere etki etti. Sempatik tipiyle zararsızmış gibi duran fakat aslında çok sinsi koşular yapan Tolga kaçırdığı gollerle arkadaşlarının takılmalarına maruz kalsa da görevini en iyi şekilde yaptı. Eser ekstra işler yapmasa da o da pas akışına katkı sağladı ve görevini yaptı, maç sonunda ehiia ehiia diye gülmeyi de ihmal etmedi.

     Güzel bir futbol oynadık ve güzel bir galibiyet oldu, maç oldukça centilmence geçti, güzel mücadelesi için rakibimizi de tebrik ediyoruz. Darısı gazoz ligine diyerek bu maç yazısını sonlandırıyorum. 



*Nevizade Her Şeyden Üstün

15 Ağustos 2012 Çarşamba

*13.08.2012 // Epicball FC 3-4 AC Nevizade //

15 Görkem(****+), 2 Oğul(***+), Semih(****), 8 Buğra(***), 20 Gökçe(***+) --> 3 Kaan Emre(***), 17 Yiğit(***), 21 Evrim(****), 11 Tolga(****), Can(***+), 22 Eser(****), 18 Serhan(***)

Goller & Asistler: Tolga(2G), Eser(1G), Can(1G), Semih(1A), Serhan(1A)




"FEDA" Diyenlerin Zaferi !

Bu hafta Gazoz Ligi maçı olmayacağını öğrendiğimizde hepimizin içini bir burukluk kaplamıştı. Pazartesi maçımız da AC Nevizade - Karabasan arasında olmayınca hele ki rakibimize de kötü futbol ve farklı skorla mağlup olunca keyifler iyice kaçmıştı. Derken maç günü öğle saatlerinde o haber geldi. Bizim gibi diğer aday takımların arasına yeni takımların eklendiğini ve bu takımların da hazırlık maçı yapacaklarını biliyorduk. Zaten o yüzden bu hafta maçımız yoktu. Ancak öğrendik ki LİG TV ekibi Epicball ile yapacağı maçı son gün tabiri caizse "satışa getirmiş" ve Epicball rakipsiz kalmıştı. Haber bize ulaştığında ise maç günü 14:30 civarıydı. Bir umutla takım toplama çabalarına girişti kaptan. Başta gelen haberler hayal kırıklığı yaratsa da "FEDA" diyenler oldu. Sayı arttı. Nöbet dönüşü yorgunluğunu, akşam programını, ağrılarını, sakatlıklarını, işini gücünü bir kenara bırakıp 9'daki maça yetişebilmek için elinden geleni yapanların sayısı bir anda artmaya başladı. Acaba 11 kişi çıkar mı derken maça daha 4-5 saat kala 12 kişi olmuştuk bile. Ama kurduğumuz ekibin içinde ilk defa AC Nevizade forması giyen de vardı, uzun süre takımla birlikte maç yapmamış tanıdık simalar da vardı, Fulya'daki o atmosferi yıllardır Nevizade'ye emek verdiği halde tatmamış da vardı içimizde. Maç öncesi özellikle mevkiler arasında herkes nerede daha iyi oynayacağını tartıştı dakikalarca. Çünkü nasıl bir oyun ortaya koyacak olduğumuzu bilmiyorduk; tahmin edemiyorduk. Eksik çoktu. Sakat ve yorgun da çoktu. Kaptan Kaan Emre 12 kişi olmanın verdiği rahatlıkla kendini riske etmeyerek maça yetişen Gökçe'yi ilk 11'e aldı. Pazubandı da ilk defa Şan Ökten'e çıkan ve maç için önce ret vermesine rağmen sonradan gelmeye karar veren "No Pasaran Oğul Teoman" taktı.

Maç başladı. Hepimizin soru işaretleri yerini heyecana bıraktı. Daha ilk dakikalardan itibaren Epicball'ın "Metrobüs"ü Ali-G, Gökçe'yi zorlamaya başladı ve maçın da bizim için nasıl geçeceğini gösterdi. Rakip maç boyu sağ kanadını kullanmayı tercih etti biz ise genelde göbekten gelip ileride kanat oyuncularımızı içeriye kaçırma yolunu tercih ettik. Derken ilk yarının ortalarında savunmadan seken top Can'ın önüne düştü. Can da sol kanattan ceza sahasına girerek kaleciyi avladı ve skoru 1-0'a getirdi. Bu gol Nevizler'e hayli moral kazandırdı. Maç öncesi telaş, huzursuzluk ve gergin bekleyiş adeta yerini umuda ve hırsa bıraktı. Savunmada Semih-Arda eşleşmesi sıkıntı yaratmaya başlamıştı ki Oğul ile Semih adam değişerek bu sıkıntıyı ortadan kaldırmaya çalıştı. Ancak yine de savunmanın bir türlü uzaklaştıramadığı topta top ağlarımızla buluştu ve skor 1-1'e geldi. İlk yarıda genelde rakip savunmamızın arkasına atmaya çalıştığı toplarda hızı ayarlayamayınca Görkem'in oyunu iyi okuması sonucu pozisyon yaratamadı sağdan Ali-G ile etkili gelmeye çalışsa da Gökçe geçit vermemek için elinden geleni yaptı. Ortada geçen oyun sonucu ilk yarı 1-1 sona erdi. Devre arasında Gökçe bacağının çektiğini ve zorlandığını söyleyince yerine 8 haftadır sahalardan uzak kalan kaptan Kaan Emre sol bekte görev yapmak için oyuna dahil oldu. İkinci yarının başında da o kanattan Kaan Emre'nin hatasının sonucunda top dönüp dolaşıp ağlarımızla buluştu 2-1. Bu dakikalardan sonra Kaptan oyuna alıştı. Ali-G karşısında zaman zaman yavaş kalsa da yerinde müdahalelerle ve kimi zaman da takım arkadaşlarının özellikle de maç byu orta sahada iyi işler yapan Evrim'in ekstra yardımıyla onu yavaşlattı. Nevizler ataklarını yoğunlaştırdığı sırada kaleyi cepheye yakın bir noktadan gören yerden kazanılan sebest vuruşta topun başına Eser geçti. Eser topu çok klas bir vuruşla barajın üzerinden, kalecinin sağından, direk dibinden ağlarla buluştursa da imkanı olsa tekrar tekrar izlenecek o vuruşu Eser gol sevincini formasını çıkararak yaşayınca bir anda unutturdu ve "atmasa daha mı iyiydi" şeklinde kafada soru işaretleri bıraktı. Golle birlikte takım inanılmaz bir ivme kazandı ki bunda Eser'in soyunmasının da etkisinin olduğunu düşünüyorum, kazanma hırsı ve yardımlaşma üst seviyeye çıktı. Savunmada Semih inanılmaz işler yapıyor adeta sahada bizlere kendini "Küçük Serkan" olarak izlettiriyordu. Derken ofsayttan doğan endirekt serbest vuruşu kullanan Semih uzun bir topla savunmanın da topu sektirmesiyle Tolga'yı topla buluşturdu ve Tolga pozisyonu affetmeyerek skoru 3-2'ye getirdi. Bu dakikalarda sahneye bir isim daha çıktı. Maç boyunca olumlu işler yapan, rakibe geçit vermeyen kalecimiz Görkem ufak tefek yapısına rağmen kalede adeta devleşerek yüreğimizin ağzımıza geldiği bir çok pozisyonda rakibe "dur" diyen isim oldu. 2. yarının başlarında oyundan çıkan Arda'nın yokluğunda 10 kişi oynayan rakip skor olarak geriye düşünce üzerimize daha çok gelmeye başladı. Kaleciyi geçemeyen rakibin direncini ise Serhan'ın ara pasında savunma arkasına kaçarak klasik gollerinden birini atan Tolga skoru 4-2'ye getirerek iyice kırdı. Takımı adına bir de penaltı kazandıran Tolga maç boyunca hem hücumda hem de savunmada olumlu işler yaptı. Kazanılan penaltı için penaltı noktasına bilindiği gibi yavaş yavaş yürüyen Eser giderken o uzun süreci fırsat bilen Serhan, "ben atıym lan" diye mazlum mazlum bakınca " e iyi hadi atsın" diye yarım ağızla cevap veren Eser'in ahını almış olsa gerek ki penaltıyı yandan auta attı. Son dakikalarda dünden yorgun olan Buğra yerini sakatlanıp kenara gelen Gökçe'ye bıraktı. Büyük sahada ilk defa oynayan Oğul ise maçın sonlarına doğru oyundan düştü ve o bölgeden gelen rakip skoru 4-3'e getirdi ve maç bu skorla sona erdi. Maçtan sonra Nevizler rakibini tebrik ettikten sonra büyük bir sevinçle galibiyeti kutlarken Oğul'un "oğlum bu saha tam bana göre lan! bak savunmayı bana göre kurarsak hem daha az koşarız hem de rakibi ofsayta bırakırız" dediği rivayetler arasındaki yerini aldı. Maçın en akılda kalan anı ise ne Görkem'in kurtarışları ne de Eser'in freekickten attığı goldü. Attığı gol sonrası formasını çıkarıp çılgınlar gibi koşan Eser'e hakem sarı kart göstermeye bile tenezzül etmedi. Eksiklerin olduğu ve sakat oyuncularla çıkan bu kadronun ligin zirvesine oynayan Epicball'u 2. yarının büyük bir kısmını 10 kişi oynamalarına rağmen güzel futbol ve özveriyle yenmesi hepimizin yüzünü güldürdü.


Bu takım bu ligi hak ediyor!  

AC Nevizade'nin bu galibiyeti bugün dünyaya gelmesi beklenen yeni Neviz'e, Gökmen Ağabey'e ve eşine armağan olsun!
*Maçtan sonra "Küçük Serkan" Semih Nevizade formasıyla böyle poz verdi.

28 Temmuz 2012 Cumartesi

Nevizade Günlükleri

Gazoz, Şakirt ve Kasap

     Havalarının içimizi ısıtmanın ötesine geçip hepimizi buharlaştıracak kıvama geldiği yaz günlerinde AC Nevizade antrenmanlarına ve maçlarına ara vermeden devam ediyor. Bir yanda Gazoz Ligi'ne katılma ihtimalinin heyecanlandırdığı gencecik yürekler, diğer yanda ise lige katılma durumunda en iyi performansı göstermek isteyen kadife bilekler.

     Nerede çokluk orada ... diye bir laf vardır. Bu sözü her zaman çok doğru bulmuş bir insan olarak itiraf etmeliyim ki bu takımın haline zaman zaman şaşırmaktayım. Maşallah son derece kalabalık bir gurubumuz, geniş bir oyuncu kadromuz var. Bu kadar insanın olduğu yerde kavga gürültü eksik olmaz. Bu takımda tartışma olmuyor mu? Elbette oluyor. Herkes birbirinin her özelliğini seviyor mu? İmkansız. Ama tartışma uzamıyor, bir sorun olursa oturulup adam gibi konuşuluyor. Kimse kimseye saygısızlık yapmıyor. Sahada kalan tartışma sahada kalıyor, tartışanlar maç sonunda sarmaş dolaş oluyorlar. Bu uyumu bozanlar da zaten takımdan uzaklaştırılıyorlar.

     Hepimizin ortak buluştuğu bir payda var, o da futbolu sevmemiz. Takımdaki hiç kimse mükemmel futbolcu değil, ama futbolu sevmiyor diyebileceğimiz bir tane adam yok. Takım için bayrak tasarlayanı mı dersin, sakat olsa bile bütün organizasyonları eksiksiz yapanı mı dersin,maçtan önce-sonra arayıp maçı tartışanı mı dersin, her maç öncesi panik olup kaptana bin tane soru soran mı dersin, durup durup teknik taktik araştırmalar yapan ve bunları paylaşan, sapık gibi istatistikleri excelde hesaplayan mı dersin. Takımda her türlü futbolla kafayı yemiş adam mevcut. Bu takımı özel kılan da budur belki...

      Yazının duygusal bölümünü geride bırakıp son zamanlarda olanlara bir göz atarsak:

-   Son zamanlara damga vuran olaylardan biri takımdaki cemaatçi oluşum oldu. Oluşum dediğime bakmayın aslında cemaatin mensubu tek kişi. İsmini vermek istemediğimiz bu arkadaşımız(kendisini  yazının girişindeki başlıkta bulabilirsiniz) ile kaptan arasındaki "Maç günü oruç tutulur mu?" tartışmaları facebook grubumuza damgasını vurdu.  

-    Sakatlıklar her zamanki gibi can sıktı, takımın sevimli mi sevimli genç oyuncusu Kaan pazartesi günü serçe parmağının tırnağından sakatlandı ve ben 5 ay yokum üzgünüm dedi. Diğer yandan kaptan Kaan Emre'nin adeta bir menekşe gibi moraran ayağı normal rengine dönse de, ağrıları geçmediği için hala aramızdaki yerini alamadı.

-    Pazartesi günü maçları daha çok gazoz ligine hazırlık amacıyla antrenman tadında yapılmaya başlandı. Geçtiğimiz pazartesi kendini paralarcasına oynayan iki takımın maçından 3-3 lük beraberlik çıktı. Kıran kırana geçen maçta gergin anlar da yaşandı.

-    Gazoz ligi yolundaki başarılı ilerleyişimiz devam ediyor. Önce iyi oynayarak Neurosportla 1-1 berabere kaldık. Daha sonra etkili olamadığımız maçta Spartakİstanbul'a 3-1 yenildik. Son maçımızda ise yine Neurosportla oynadık ve güzel bir oyunla 4-2 kazandık. Şimdiye kadar 7 maç yaptığımız gazoz liginde 3 galibiyet 3 mağlubiyet ve 1 beraberlik aldık. İlk defa ofsaytlı ve 11 erden oynadığımız düşünüldüğünde başarılı olduğumuzu son derece rahatlıkla söyleyebiliriz Futbolumuzun dışında gerek arkadaşlığımız, gerek bayrağımız, gerekse de maçtan önce verdiğimiz biralarımızla dikkat çektiğimizi söylersek yanlış olmaz. Özellikle spor dünyasının tanıdık simalarından oluşan ve maçlarda oldukça centilmen, eğlenceli ve kalender davranan oyunculara sahip olan Neurosport'tan destek almamız bizi çok mutlu etti. Özellikle Kemal'in buna çok sevindiği ve yakın çevresine NtvSpor'a girmeye çok yakın olduğunu söylediği duyuldu.

-     Biraz da eleştiri yapalım; alan kapatma ve mücadele konusunda güzel bir seviyeye gelmemize rağmen top çıkarma ve paslaşma konusunda sıkıntılarımız sürüyor. Fazlaca uzun pas ve arapas yapmaya çalışıyoruz. Bunları azaltarak ayağa oynamayı arttırmalı ve uzun pas, ara pası, kısa pas arasındaki dengeyi bulmalıyız.

-     Bunların dışında AC Nevizade'de herşey olağandı: Serkan koştu, Eser golden sonra kucak dansı yapınca Emir coştu, Serhan'ın pasları & Yiğit'in mücadelesi pek hoştu, tribünde kızların olmasını isterdik ama maalesef tribünler bomboştu. Evrim sustu, Hüsam konuştu. Tuğberk kalesinde adeta yırtıcı bir kuştu. Çağrının deparlarını, gökmen abinin üstlerine doğru koşuşunu gören rakibin etekleri tutuştu. Sonuç olarak futbol delisi adamlar AC Nevizade'de buluştu...

Görüşmek Üzere....

27 Temmuz 2012 Cuma

*25.07.2012 // Neurosport FC 2-4 AC Nevizade //


92 Tuğberk(****), 4 Serkan(****+), 6 Altıntaş(****) --> dk.32 19 Murat(***+), 9 Gökmen(****+), 21 Evrim(****+), 14 Hüsam(****), 17 Yiğit(****), 22 Eser(****+) --> dk.60+3 8 Buğra(?), 11 Tolga(****), 12 Çağrı(****+), 18 Serhan(****)

Goller & Asistler:

dk.16 Eser
dk.38 Çağrı -Tolga(A)
dk.43 Eser - Çağrı(A)
dk.60+1 Eser - Çağrı(A)


Ramazanda Gazoz!

Her hafta olduğu gibi rakibi öğrendiğimizde yine hepimizin içini bir heyecan kapladı. Artık pazartesi maçlarından daha heyecanla beklenen Gazoz Ligi maçlarının önemi bizim için çok farklıydı. Artık beklentilerimiz artmış gergin bir bekleyiş içerisine girmiştik. "Acaba bizi lige ne zaman alacaklar? Alacaklar mı? Olum Mustafa'dan ses var mı? Alsalar bari? Büyük sahaya da alıştık? Maçlar da çok keyifli geçiyor?..." sorularının ardı arkası kesilmiyordu. Rakibimiz bu hafta Neurosport'tu. Bal porsukları! Spor camiasının tanınmış simalarını, yazarlarını içerisinde bulunduran takım. Oyunları bize yabancı değildi çünkü 2. maçımız olacaktı onlarla. 1-1'lik beraberlikle ayrılmıştık o maç sahadan ve başarılı savunmamız ön plana çıkmıştı o maç. Bu maçta ise tam tersi oldu. Rakibimizi geriye düştüğümüz maçta etkili hücum oyunumuzla 4-2 mağlup etmeyi başardık!

Gelelim maçın hikayesine. Maç öncesi her hafta olduğu gibi sahada buluşuldu. Bizim maçımızdan önceki maç izlendi. Yalnız bu hafta Beşiktaş'ın altyapı idmanı vardı. E haliyle "şu Muhammet mi lan?!" geyikleri dönmedi değil. Sahaya girdiğimizde Serkan yine her zamanki cıbıl haliyle Çağrı ile birlikte takımın tek ısınan oyuncuları olarak dikkat çekerken. Veteran Gökmen Ağabey takımın en küçüğü Tuğberk'i kalede ısındırıyordu. Geri kalan ise her zamanki geyiklerini yapmaya devam ediyordu. Kaptan Kaan Emre ve Kızıltüy Kaan sakatlıkları olmasına rağmen takımı yalnız bırakmadılar bu maçta da. Bir de Evrim'in menajeri Ferda vardı tribünde.

Seramoni yapılmadı. Para atışının ardından geleneksel hale gelen flama ve bira takdimi yerine ramazan ayı dolayısıyla "gazoz" verildi rakibe ve orta saha yakınlarında maç konuşması yapıldı. Maç ortada başladı. 2 takım da temkinli, birbirini yoklayarak oynuyordu. Savunmamız rakibin atakları karşısında yerinde müdahalelerle atakları savuşturuyor, hücum hattımız ise Çağrı'nın ve Gökmen Ağabey'in soldan attıkları enfes paslarla gol kovalıyordu. Derken dakikalar 16'yı gösterdiğinde soldan çalımlarla ceza sahası içerisine giren Çağrı'nın şutu direkten döndü ve topu önünde bulan Eser düzgün bir vuruşla takımımızı 1-0 öne geçirdi. Ancak sevincimiz uzun sürmedi. Rakibin kullandığı kornerde ceza sahasında Emir Altıntaş'ın sektirdiği topu Serkan kendi ağlarımıza gönderdi. 1-1'den sonra oyun rölantide gitti karşılıklı pozisyonlarla geçen ilk yarı 1-1'lik beraberlikle sonuçlandı.

Devre arasında "Yoruldum değiştirin beni" diyen Emir'e biraz daha bekle diyen Kaptan Kaan Emre, yalnızca 2 dakika daha bekleyebilen oyundaki Kaptan Emir'i attığı depar sonrası değiştirmek zorunda kaldı. Bu arada Bal Porsukları'nın 2. golü 34. dakikada rakibin şutunun savunmaya çarpıp yön değiştirmesi sonucu geldi. İyi oynadığımız oyunun ibresi bir anda terse döndü bu dakikalarda. İleride çoğalamamaya başlayan ekibimizin yardımına kenardan gelen taktiksel değişiklik koştu. Sol kanat oynayan Çağrı forvete, forvet oynayan Serhan sağa, Sağ kanat oynayan Tolga ise sola geçti ve ne olduysa o andan sonra oldu. Ardı arkası kesilmeyen ataklarımız eksik ve yorgun gözüken Neurosport'u bir anda dağıttı. 38. dakikada Tolga'nın araya attığı topu iyi kovalayan Çağrı'nın golüyle durum 2-2'ye geldi.3. golü bulduğumuz 43. dakikaya kadar Serhan-Eser-Çağrı-Tolga 4'lüsüyle bir çok pozisyon yakalayan ekibimiz bir anda Çağrı'yı savunmanın arkasına kaçırdı ve Çağrı'nın da al da at diye Eser'e bıraktığı top ağlarla buluştu ve 3-2 öne geçtik. Baskılı oyunumuzu bir kaç dakika daha sergiledik ancak skora yansıtamadık.

Dakikalar ilerledikçe bizde de yorgunluk belirtileri gözükmeye başladı. Savunmada Evrim ve Serkan'ın canla başla mücadelesiyle ataklara karşı koyuyorduk. Tuğberk'in başarılı kurtarışları ise rakibin direncini biraz daha kırıyordu. Özellikle karşı karşıya pozisyonlarda iyi yer tutan ve refleksleriyle başarılı müdahaleler yapan Tuğberk, Nevizler'in kalesinin emin ellerde olduğunu gösteriyordu ki oyundan çıkarken Emir ağabeyi kaptanlık pazubandını Tuğberk'e vermişti.Özellikle maçın sonlarında defans ve forvet arasını ayakta tutmaya çalışan Hüsam ve Yiğit de başarılı olduklarını maç genelindeki oyunlarıyla göstermişti. Maçın uzatma dakikalarında yine Çağrı'nın pasıyla Eser takımını rahatlatan golü attı ve ayağının ağrısının arttığını söyleyerek kenara gelmek istedi. Yerine haftada 2 maçı kaldıramayan ve maça ısınırken ayağının ağrıdığını ve oynayamayacağını söyleyen Buğra girdi ve maçın son dakikasında Çağrı'nın yanlış tercihi sonrasında belki de takımını 3 farkla öne getirecek golden oldu.

Hakemin son düdüğüyle maç 4-2 Nevizler'in üstünlüğüyle son buldu ve oyuncular arasında büyük bir sevinç yumağı oluştu. Rakip de iyi oynamıştı ki zaten ligde de kendini performansıyla ispat etmiş bir takımla oynamıştık. Onların da eksikleri vardı. Ama maçın kalitesi neredeyse hiç düşmedi. Sonuç olarak Gazoz Ligi yolunda bir engel daha aşılmış ve Hüsam'ın kart görmediği maçta 1-1'in rövanşında Bal Porsukları 4-2 mağlup edilmişti. Bu maçta eklenecek pek birşey yok gibi gözüktü. Dikkat çeken şey ise Çağrı'nın forvette ne kadar verimli olabileceğini göstermesiydi. Takım olarak da artık Neurosport'un desteğini almış gibi gözüküyorduk. Önümüzdeki Gazoz Ligi ve Pazartesi Maçları'nın yorumlarıyla, yeni galibiyet yazılarıyla huzurlarınızda olmak üzere. Hoşçakalın...